Forum Logo  

Geri Git   ForumKalbi.Com > Görsel ve İşitsel Sanat Yapıtları > Sinema

Sinema Beyaz perde hakkında bilgiler ve haberler


Film Replikleri

Beyaz perde hakkında bilgiler ve haberler


Kullanıcı Etiket Listesi

Like Tree45Beğeniler

  
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 06 Mayıs 2025, 12:40   #31
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

The Locked - Tuzak (2025) Film Repliği



Bu durum Hakkında etraflıca düşündün mü hiç? Mesela ölürsem cesedimi ne yapacaksın? Bir cesetten kurtulmak hiç de kolay olmasa gerek. Hele her yerde kameraların olduğu bir şehirde. Ve bununla nasıl yaşayabileceksin?

Hiç umrumda değil doğrusu. Kimse seni özlemeyecek..

Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını okudun mu?

Evet, uzun zaman önce, ya sen?

Evet. Ne yani cahil olduğumu mu sanıyorsun, param yok diye okuyamaz mıyım? Okuyorum.

Üniversiteye gittin mi?

Kendi kendimi eğittim. Senin gibi züppe, her isteği yerine getirilmiş tipler için bunu anlamak zor biliyorum ama sokak aklı önemlidir.

Sokak aklı, haklısın. Belki de okumak yerine bunu öğrenmeliydim, doğru. Bu pek sokak sokak aklına uymuyordu, değil mi?Hayır.

Benim ve Suç ve Cezanın anlatmak istediği şey, birini öldürmenin her şeyi mahvedeceği. Ben bir sürü kötü şey yaptım ama hiç kimseyi öldürmedim. Asla kimseyi öldürmezdim, öldüremem de. O bambaşka bir seviye...

Dedi, silah taşıyan adam.

İyi de bu farklı. Bu korunma amaçlı. Benim yaşadığım yerde aradığından polisler gelmez.

Evet bunu farkettim ama polis işini özgürce yapabilseydi, sence bu aracı yaptırır mıydım?

Demek bu konuda hemfikiriz ha? Ortak bir noktamız var.

Evet, hepimiz oksijen soluyoruz ve sonunda hepimiz öleceğiz değil mi?


Bana yardım et dostum, ölüyorum!

Bak bu konuda da ortak noktamız var, çünkü ben de prostat kanserinden ölüyorum. İyimser bir tahminle sanırım dört aylık ömrüm kaldı. Öyle bir şey işte.

Bunu duyduğuma çok üzüldüm.

Ama bunu bu yüzden yapıyorum, anlıyor musun? Bir fark yaratmak istiyorum. Adalet istiyorum.

O zaman polisi ara. Beni tutuklat. İtiraf edeyim. Adalet budur değil mi?

Aslında sorun bundan biraz daha karmaşık. Tüm yargı sisteminin, polisin, savcıların, yargıçların, artık hiçbir gücü yok, çünkü hepsi eyaletimizin koyun zihniyetli, yufka yürekli, omurgasız valileri tarafından hadım edildiler, bu ülkenin insanlarını hiçbir şekilde umursamayan, bunun yerine sizin gibi baş belası küçük pisliklere ufak tokatlar atmayı, sizi şımartmayı, bebek gibi üzerinize titremeyi, size bedava kira ve yiyecek vermeyi seçen o iş güzar p*ler, tüm bu mağduriyetinizden doğan kaderinizi gidermenize yardımcı olmaları için, o yılışık psikoterapist puştları da elbette hiç ihmal etmeden görevlendirmeyi unutmuyorlar.

Ne diyorsun lan sen?

Bu yüzden adalete giden yolu kendim açmalıyım.

Sence bu adil mi? Gerçekten bana burada yaptığın şey?

Peki şöyle söyleyeyim. Bazı ülkelerde hırsızlık yaparsan yakalanırsan elini keserler.

Hayır, hayır, hayır. Bu doğru değil. Herkes el kestiklerini söyler ama bu doğru değil.

Gerçekten mi?

Evet, çoğu suç için diğer yerlerde olduğu gibi seni hapse gönderirler.

Peki ya ciddi suç işleyenler?

Ne olmuş onlara??

Onların cezası ne oluyor?

Dört parmak.

Gerçekten mi? O zaman bana sosyal güvenlik numaranı ver de kontrol edeyim.

Neyi kontrol edeceksin?

Eğer bu ilk suçunsa, bitirmene izin vereceğişm ancak başka suçlar işlemişsen ki şüpheleniyorum, o zaman itiraf edip benden özür dileyeceksin ve sonra dört parmağını keseceğim.

Sen sen ciddi misin?

Evet, evet. Ölümüne ciddiyim. Kabul ediyor musun?

Hayır. Böyle bir şeyi neden kabul edeyim ki?

İyi düşün derim. Bu seferlik bir teklif ve sözüm söz.

Bu adalet değil.

Bana adil görünüyor, azizim.

Sistem hileli, ne adaleti ..

Ne olmuş yani?

He her zaman olmuştur. Seni aracıma girmeye sistem mi zorladı?

Bu ülkedeki insanların çoğu maaştan maaşa nefes alabiliyor olmasın?

Yine başladık sosyalist zırvalarına.

İlaç alamıyorlar.

Komünist Manifesto!!

Kiralarını ödeyemiyorlar. Hiçbir masrafı karşılayamıyorlar.

Koş bunu her yere iğnele, saçmalık! Herkes aynı fırsata sahiptir.

Hayır, hayır. Asıl suç bu şehrin yoksul insanlarla dolu olması, ancak yasaların zenginler tarafından zenginler için yapılmasıdır.

Hastalık bu!

**

Haklısın yoldaş! Her şeye mi?

Yasalar senin gibi insanlara sahip olduklarını, ellerinde tutabilsin ve diğer herkes aşağı konumda kalsın diye yazılmıştır suçlu sensin.

Ah özür dilerim. Travmalarını mı tetikledi? Duygularını mı incittim.

Hayır, tetiklemiş falan değilim. Bu şey için ne kadar harcadın bu arada kaç yüz bin?

Hiçbir fikrim yok. O kadar çok param var ki, her harcamanın hesabını tutmam çok zor.

Soyulmayı hak ediyorsun.

Ama her kuruşunu da hakla kazandım.

Tabii ya, ailenin hiç yardımı olmadan değil mi? Tıp fakültesinin parasını kim ödedi?

Olayın ayrıcalık meselesi olduğğunu soruyorsun ama öyle değil, olay doğruyu mu yanlışı mı seçtiğinle ilgili. Başlangıçta hiçbir şeyim yoktu ama oturup kendime acımak yerine hiç durmadan çalıştım çalıştım ve kendime iyi bir hayat kurdum.

Evet, görünüşe göre kendine lanet olası harika bir hayat kurmuşsun, seni hasta p*.! Demek istediğim, ahlak olmadan adalet olmaz ve o da sen de yok.

Bir yerde şunu okumuştum. '' Çalmayacaksın'' . Sanırım incil'de yazıyordu. ''Çalmayacaksın''. Anlaşılmayacak bir tarafı yok değil mi? Ancak bununla ilgili bir sorunun varsa, bunu istediğin zaman Tanrı'ya, Karl Max'a, Kardashian'lara ya da herhangi biriyle tartışabilirsin. Ama seninle tartışacağım bir konu değil. Hoşça kal!

Evime gitmek istiyorum.

Bir daha asla eve dönemeyiz Eddie. Bu hayatın trajedisidir. Eski yaşamını nasıl geri getirebilirsin. Geri dönüşü olmadığını gönlünde anlamaya başladığında nasıl devam edebilirsin ki? Zamanın onaramayacağı bazı şeyler vardır. Bazı yaralar çok derinlere işler ve izleri hep orada kalır.

Yüzüklerin efendisi değil mi?

Evet, Emma'nın en sevdiklerinden biriydi.

Çok özür dilerim tamam mı? Arabana girdiğim için özür dilerim. Yapmamalıydım. Ciddiyim. Bu hiç doğru değildi. ve haklısın herkes kendini güvende hissetmeyi hakeder. Ve ben o güven bağını kopardım. Bencilce davrandım. Senden bir şeyler çalmaya çalıştım, bunu kabul ediyorum ve özür dilerim. Ben gerçekten anlıyorum sebeplerim ne olursa olsun, bu yaptığımı doğru kılmaz. Doğruyla yanlışı ayırtedebiliyorum ve gerçekten çok ama çok pişman olduğum bir seçim yaptım. Bilemezsin. Sana yalvarıyorum. Beni affetmen için değil, büyük göstermen için.

Aslında benim hakkımda yanılmamış olabilirsin Eddie. Psikopat olabilirim çünkü senin için hiç üzülmüyorum. Yine de çabanı takdir ediyorum. Bunun için ödül alacaksın. Torbido gözünde bir kurabiye var.

**


Ne hale geldiklerine bir bak Eddie. Yani gerçek anlamda bir bak. Hayvan gibiler, öyle değil mi? Sadakalarla geçiniyorlar. Bağımlılar, suçlular. Ve hepimiz bu durum normalmiş , sorun yokmuş gibi yolumuza devam ediyoruz. Güvenliğimiz için kamera ile izlenmektedir. Toplum çürüyor, geriye doğru gidiyoruz. Bu mahalleye bak, mesele aile kurmak için güvenli bir yere benziyor , öyle değil mi? Ne görüyorsun Eddie?

Pes ediyorum, sadece söyle.

Güvenlik sistemleri, kameralar, metal panel kapılar, bunlar korku içinde yaşayan iyi insanlar. Anlıyor musun? Bak hiç utanmaları yok görüyorsun değil mi? Yaptıklarının sonuçlarından korkmuyorlar.

Burada ne işin var?

Eve gitmek istemiyor muydun? Al geldik işte. Gördüğün gibi bu iki aptal polisin takmayacağını biliyor. Kendilerini güvende hissediyorlar.

Ona çarptın!

Tüh pardon ya! Evet neden sosyal sözleşmeyi bozabilen tek kişi o?

Hayır, hayır. Onu rahat bırak.

Anlaşılan senin için sosyal sözleşmeyi bozmak sorun değil, onlar için de ama benim için sorun! Adalet bunun neresinde? Toplumsal sözleşmeyi bozmanın bir cezası olmalı değil mi? Demek anarşi istiyorsun. İyi o zaman biraz anarşi yaratalım.


Dur dur!

Ama ben durmak istemiyorum. Madem kural diye bir şey yok, ben neden durayım ki? Bu adam bir gangster, bir virüs, bir sülük, bir suçlu, bir parça insan dışkısı. Onun ölmesini izlemek istiyorsam, beni ne durdurabilir?



Tamam tamam anladım. Lütfen dur artık!

Pişmanlık diplerdeki acılardan kaynaklanır ve sen henüz dibe vurmadın!

***



Pişman olduğumu söylediğimde bana inandın değil mi? Bütün mesele bu değil miydi?

Evet, tabii ki sana inanıyorum Eddie. Eylemlerinin sonuçlarını yaşamaya başladığında herkes pişman olur, evet.

Demek planın buydu? Beni yıpratmak, mahvetmek sonra da öylece öldürmek.

Plan mı? Hayır plan falan yok Eddie. Sadece girmek için yanlış aracı seçtin hepsi bu. Sen sıradan bir hırsız ve suçlusun ve şans eseri hiç yakalanmadan bugüne kadar kaçmayı başardın ama bu kez şansın yaver gitmedi.

O zaman beni ihbar et.

Seni polise mi ihbar edeyim? Olmaz. Hapse girsen de girmesen de hiç umrumda değil Eddie. Ben sadece sana cehennemi tattırmak istiyorum biraz.

Sonra peki?

Ne farkeder ki, neredeyse beynini patlatmak üzere değil miydin zaten?

Kızımı korumak içindi o.

Aaa evet bana mı anlatıyorsun. Belki daha önce hiç sorumluluk hissetmemişsindir. İşte bizim insanlar ormanımızda sorumluluk almak böyle bir şey. Yani dünyadaki cehennem kapılarına hoş geldin.

**

Güzel bir bileklikmiş, kızın mı verdi?

Evet, o verdi. Aynen. Bununla bir sorunun mu var, Eddie?

Yo, ne sorunum olacak. Onun en sevdiği müziği çalıyorsun, onun uğur bilekliğini takıyorsun.

Evet aşağılıksınız, hiçbir şey bilmiyorsunuz. Hem cahilsiniz, hem de her şeyi bildiğinizi zannedip kafanızdaki saçmalıkları tüm dünyaya empoze ediyorsunuz ama bir boktan anladığınız da yok.

Emma'ya ne olduğunu neden söylemiyorsun ha? Bana açıkla, zekam yavaş.

Yavaş mı? Peki. Çok yavaş anlatacağım Eddie. Tamam mı? Hazır mısın Eddie? Güzel. Öncelikle silah zoruyla bizi soyan o pislikler, sahip olduğumuz her şeyi aldılar ama belli ki bu onlara yetmedi. Her neyse. Benim küçük kızım Emma'yı boynundan vurdular. Bana baktığını ve boynunu gösterdiğini hatırlıyorum. ''Babacığım'' dedi, aynen böyle. Ve sonra öldü. Evet güldüm çünkü hatırlıyorum da bana çok acayip gelmişti. Az önce benimle birlikte olan küçük kızım bir an sonra aniden yok olmuştu. Silah sesi ve sonra puf gitmişiz. Evet, hiçbir uyarı olmadan, sonsuza kadar, vahşice benden koparıldı ve ne uğruna Eddie? 1500 doların peşindeki sokak aklı uğruna.

Bu yüzden mi bunu yapıyorsun ha? Death Wish (Son Arzu) filminde oynayamayan Clint Eastwood kafası mı yaşıyorsun?

Evet, devam et neşelendir beni Eddie? Neşendir beni.

Eğlenmeye başladık işte, değil mi?

Evet.


Günümü güzelleştir hadi. Senin boktan gevezeliklerini dinlemekten bıktım. Bana iyilik yapmış olursun lanet olası tetiği çek.

Evet senin gibi paçavralar sokaklardan temizlenmeli. Doğru. Bak ben de senin gibi deliyim.

Benim gibi deli mi?

Öyle, senin gibi insanlar beni delirtiyor.

Sen nesin biliyor musun? Bu arabayı hazırladın ve bana işkence ediyorsun.

Doğru.

Ve insanları öldürüyorsun.

Bu da doğru.

Evet yandan yemiş bir Batman özentisi gibi davranıyorsun.

Doğru, zekisin.

Adalet, sen buna adalet diyorsun. Evet, bu adalet doğru. Bu ahlaki üstünlük iddian tamamen saçmalık. Nesin sen biliyor musun?

Neyim? Söyle bana.

Sen zavallı, yalnız, öfkeli, yaşlı bir adamsın.

Konuşmaya devam et.

Dünya seni hiç umursamadan dönüp duruyor, ama en kötüsü ne biliyor musun?

Neymiş o?

Bütün bunları kızını bahane ederek yapıyorsun.

Doğru.

Emma görse senden utanırdı.

S.. ordan! Acımı nasıl dindireceğimi söyle. Hadi, söylesene. İsa'ya dua ediyorum, evet gökyüzündeki küçük bir yıldıza da onun şimdi daha iyi bir yerde olmasını diliyorum.


Espri nerede, komik olan ne?

Bunun için çok uzun zamandır çalışıyorum. Tahmin bile edemezsin.

Öyle mi?

Evet sanırım yaptım.

Sokak aklı p*!

The Locked - Tuzak (2025) Film Repliği



Bu durum Hakkında etraflıca düşündün mü hiç? Mesela ölürsem cesedimi ne yapacaksın? Bir cesetten kurtulmak hiç de kolay olmasa gerek. Hele her yerde kameraların olduğu bir şehirde. Ve bununla nasıl yaşayabileceksin?

Hiç umrumda değil doğrusu. Kimse seni özlemeyecek..

Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını okudun mu?

Evet, uzun zaman önce, ya sen?

Evet. Ne yani cahil olduğumu mu sanıyorsun, param yok diye okuyamaz mıyım? Okuyorum.

Üniversiteye gittin mi?

Kendi kendimi eğittim. Senin gibi züppe, her isteği yerine getirilmiş tipler için bunu anlamak zor biliyorum ama sokak aklı önemlidir.

Sokak aklı, haklısın. Belki de okumak yerine bunu öğrenmeliydim, doğru. Bu pek sokak sokak aklına uymuyordu, değil mi?Hayır.

Benim ve Suç ve Cezanın anlatmak istediği şey, birini öldürmenin her şeyi mahvedeceği. Ben bir sürü kötü şey yaptım ama hiç kimseyi öldürmedim. Asla kimseyi öldürmezdim, öldüremem de. O bambaşka bir seviye...

Dedi, silah taşıyan adam.

İyi de bu farklı. Bu korunma amaçlı. Benim yaşadığım yerde aradığından polisler gelmez.

Evet bunu farkettim ama polis işini özgürce yapabilseydi, sence bu aracı yaptırır mıydım?

Demek bu konuda hemfikiriz ha? Ortak bir noktamız var.

Evet, hepimiz oksijen soluyoruz ve sonunda hepimiz öleceğiz değil mi?


Bana yardım et dostum, ölüyorum!

Bak bu konuda da ortak noktamız var, çünkü ben de prostat kanserinden ölüyorum. İyimser bir tahminle sanırım dört aylık ömrüm kaldı. Öyle bir şey işte.

Bunu duyduğuma çok üzüldüm.

Ama bunu bu yüzden yapıyorum, anlıyor musun? Bir fark yaratmak istiyorum. Adalet istiyorum.

O zaman polisi ara. Beni tutuklat. İtiraf edeyim. Adalet budur değil mi?

Aslında sorun bundan biraz daha karmaşık. Tüm yargı sisteminin, polisin, savcıların, yargıçların, artık hiçbir gücü yok, çünkü hepsi eyaletimizin koyun zihniyetli, yufka yürekli, omurgasız valileri tarafından hadım edildiler, bu ülkenin insanlarını hiçbir şekilde umursamayan, bunun yerine sizin gibi baş belası küçük pisliklere ufak tokatlar atmayı, sizi şımartmayı, bebek gibi üzerinize titremeyi, size bedava kira ve yiyecek vermeyi seçen o iş güzar p*ler, tüm bu mağduriyetinizden doğan kaderinizi gidermenize yardımcı olmaları için, o yılışık psikoterapist puştları da elbette hiç ihmal etmeden görevlendirmeyi unutmuyorlar.

Ne diyorsun lan sen?

Bu yüzden adalete giden yolu kendim açmalıyım.

Sence bu adil mi? Gerçekten bana burada yaptığın şey?

Peki şöyle söyleyeyim. Bazı ülkelerde hırsızlık yaparsan yakalanırsan elini keserler.

Hayır, hayır, hayır. Bu doğru değil. Herkes el kestiklerini söyler ama bu doğru değil.

Gerçekten mi?

Evet, çoğu suç için diğer yerlerde olduğu gibi seni hapse gönderirler.

Peki ya ciddi suç işleyenler?

Ne olmuş onlara??

Onların cezası ne oluyor?

Dört parmak.

Gerçekten mi? O zaman bana sosyal güvenlik numaranı ver de kontrol edeyim.

Neyi kontrol edeceksin?

Eğer bu ilk suçunsa, bitirmene izin vereceğişm ancak başka suçlar işlemişsen ki şüpheleniyorum, o zaman itiraf edip benden özür dileyeceksin ve sonra dört parmağını keseceğim.

Sen sen ciddi misin?

Evet, evet. Ölümüne ciddiyim. Kabul ediyor musun?

Hayır. Böyle bir şeyi neden kabul edeyim ki?

İyi düşün derim. Bu seferlik bir teklif ve sözüm söz.

Bu adalet değil.

Bana adil görünüyor, azizim.

Sistem hileli, ne adaleti ..

Ne olmuş yani?

He her zaman olmuştur. Seni aracıma girmeye sistem mi zorladı?

Bu ülkedeki insanların çoğu maaştan maaşa nefes alabiliyor olmasın?

Yine başladık sosyalist zırvalarına.

İlaç alamıyorlar.

Komünist Manifesto!!

Kiralarını ödeyemiyorlar. Hiçbir masrafı karşılayamıyorlar.

Koş bunu her yere iğnele, saçmalık! Herkes aynı fırsata sahiptir.

Hayır, hayır. Asıl suç bu şehrin yoksul insanlarla dolu olması, ancak yasaların zenginler tarafından zenginler için yapılmasıdır.

Hastalık bu!

**

Haklısın yoldaş! Her şeye mi?

Yasalar senin gibi insanlara sahip olduklarını, ellerinde tutabilsin ve diğer herkes aşağı konumda kalsın diye yazılmıştır suçlu sensin.

Ah özür dilerim. Travmalarını mı tetikledi? Duygularını mı incittim.

Hayır, tetiklemiş falan değilim. Bu şey için ne kadar harcadın bu arada kaç yüz bin?

Hiçbir fikrim yok. O kadar çok param var ki, her harcamanın hesabını tutmam çok zor.

Soyulmayı hak ediyorsun.

Ama her kuruşunu da hakla kazandım.

Tabii ya, ailenin hiç yardımı olmadan değil mi? Tıp fakültesinin parasını kim ödedi?

Olayın ayrıcalık meselesi olduğğunu soruyorsun ama öyle değil, olay doğruyu mu yanlışı mı seçtiğinle ilgili. Başlangıçta hiçbir şeyim yoktu ama oturup kendime acımak yerine hiç durmadan çalıştım çalıştım ve kendime iyi bir hayat kurdum.

Evet, görünüşe göre kendine lanet olası harika bir hayat kurmuşsun, seni hasta p*.! Demek istediğim, ahlak olmadan adalet olmaz ve o da sen de yok.

Bir yerde şunu okumuştum. '' Çalmayacaksın'' . Sanırım incil'de yazıyordu. ''Çalmayacaksın''. Anlaşılmayacak bir tarafı yok değil mi? Ancak bununla ilgili bir sorunun varsa, bunu istediğin zaman Tanrı'ya, Karl Max'a, Kardashian'lara ya da herhangi biriyle tartışabilirsin. Ama seninle tartışacağım bir konu değil. Hoşça kal!

Evime gitmek istiyorum.

Bir daha asla eve dönemeyiz Eddie. Bu hayatın trajedisidir. Eski yaşamını nasıl geri getirebilirsin. Geri dönüşü olmadığını gönlünde anlamaya başladığında nasıl devam edebilirsin ki? Zamanın onaramayacağı bazı şeyler vardır. Bazı yaralar çok derinlere işler ve izleri hep orada kalır.

Yüzüklerin efendisi değil mi?

Evet, Emma'nın en sevdiklerinden biriydi.

Çok özür dilerim tamam mı? Arabana girdiğim için özür dilerim. Yapmamalıydım. Ciddiyim. Bu hiç doğru değildi. ve haklısın herkes kendini güvende hissetmeyi hakeder. Ve ben o güven bağını kopardım. Bencilce davrandım. Senden bir şeyler çalmaya çalıştım, bunu kabul ediyorum ve özür dilerim. Ben gerçekten anlıyorum sebeplerim ne olursa olsun, bu yaptığımı doğru kılmaz. Doğruyla yanlışı ayırtedebiliyorum ve gerçekten çok ama çok pişman olduğum bir seçim yaptım. Bilemezsin. Sana yalvarıyorum. Beni affetmen için değil, büyük göstermen için.

Aslında benim hakkımda yanılmamış olabilirsin Eddie. Psikopat olabilirim çünkü senin için hiç üzülmüyorum. Yine de çabanı takdir ediyorum. Bunun için ödül alacaksın. Torbido gözünde bir kurabiye var.

**


Ne hale geldiklerine bir bak Eddie. Yani gerçek anlamda bir bak. Hayvan gibiler, öyle değil mi? Sadakalarla geçiniyorlar. Bağımlılar, suçlular. Ve hepimiz bu durum normalmiş , sorun yokmuş gibi yolumuza devam ediyoruz. Güvenliğimiz için kamera ile izlenmektedir. Toplum çürüyor, geriye doğru gidiyoruz. Bu mahalleye bak, mesele aile kurmak için güvenli bir yere benziyor , öyle değil mi? Ne görüyorsun Eddie?

Pes ediyorum, sadece söyle.

Güvenlik sistemleri, kameralar, metal panel kapılar, bunlar korku içinde yaşayan iyi insanlar. Anlıyor musun? Bak hiç utanmaları yok görüyorsun değil mi? Yaptıklarının sonuçlarından korkmuyorlar.

Burada ne işin var?

Eve gitmek istemiyor muydun? Al geldik işte. Gördüğün gibi bu iki aptal polisin takmayacağını biliyor. Kendilerini güvende hissediyorlar.

Ona çarptın!

Tüh pardon ya! Evet neden sosyal sözleşmeyi bozabilen tek kişi o?

Hayır, hayır. Onu rahat bırak.

Anlaşılan senin için sosyal sözleşmeyi bozmak sorun değil, onlar için de ama benim için sorun! Adalet bunun neresinde? Toplumsal sözleşmeyi bozmanın bir cezası olmalı değil mi? Demek anarşi istiyorsun. İyi o zaman biraz anarşi yaratalım.


Dur dur!

Ama ben durmak istemiyorum. Madem kural diye bir şey yok, ben neden durayım ki? Bu adam bir gangster, bir virüs, bir sülük, bir suçlu, bir parça insan dışkısı. Onun ölmesini izlemek istiyorsam, beni ne durdurabilir?



Tamam tamam anladım. Lütfen dur artık!

Pişmanlık diplerdeki acılardan kaynaklanır ve sen henüz dibe vurmadın!

***



Pişman olduğumu söylediğimde bana inandın değil mi? Bütün mesele bu değil miydi?

Evet, tabii ki sana inanıyorum Eddie. Eylemlerinin sonuçlarını yaşamaya başladığında herkes pişman olur, evet.

Demek planın buydu? Beni yıpratmak, mahvetmek sonra da öylece öldürmek.

Plan mı? Hayır plan falan yok Eddie. Sadece girmek için yanlış aracı seçtin hepsi bu. Sen sıradan bir hırsız ve suçlusun ve şans eseri hiç yakalanmadan bugüne kadar kaçmayı başardın ama bu kez şansın yaver gitmedi.

O zaman beni ihbar et.

Seni polise mi ihbar edeyim? Olmaz. Hapse girsen de girmesen de hiç umrumda değil Eddie. Ben sadece sana cehennemi tattırmak istiyorum biraz.

Sonra peki?

Ne farkeder ki, neredeyse beynini patlatmak üzere değil miydin zaten?

Kızımı korumak içindi o.

Aaa evet bana mı anlatıyorsun. Belki daha önce hiç sorumluluk hissetmemişsindir. İşte bizim insanlar ormanımızda sorumluluk almak böyle bir şey. Yani dünyadaki cehennem kapılarına hoş geldin.

**

Güzel bir bileklikmiş, kızın mı verdi?

Evet, o verdi. Aynen. Bununla bir sorunun mu var, Eddie?

Yo, ne sorunum olacak. Onun en sevdiği müziği çalıyorsun, onun uğur bilekliğini takıyorsun.

Evet aşağılıksınız, hiçbir şey bilmiyorsunuz. Hem cahilsiniz, hem de her şeyi bildiğinizi zannedip kafanızdaki saçmalıkları tüm dünyaya empoze ediyorsunuz ama bir boktan anladığınız da yok.

Emma'ya ne olduğunu neden söylemiyorsun ha? Bana açıkla, zekam yavaş.

Yavaş mı? Peki. Çok yavaş anlatacağım Eddie. Tamam mı? Hazır mısın Eddie? Güzel. Öncelikle silah zoruyla bizi soyan o pislikler, sahip olduğumuz her şeyi aldılar ama belli ki bu onlara yetmedi. Her neyse. Benim küçük kızım Emma'yı boynundan vurdular. Bana baktığını ve boynunu gösterdiğini hatırlıyorum. ''Babacığım'' dedi, aynen böyle. Ve sonra öldü. Evet güldüm çünkü hatırlıyorum da bana çok acayip gelmişti. Az önce benimle birlikte olan küçük kızım bir an sonra aniden yok olmuştu. Silah sesi ve sonra puf gitmişiz. Evet, hiçbir uyarı olmadan, sonsuza kadar, vahşice benden koparıldı ve ne uğruna Eddie? 1500 doların peşindeki sokak aklı uğruna.

Bu yüzden mi bunu yapıyorsun ha? Death Wish (Son Arzu) filminde oynayamayan Clint Eastwood kafası mı yaşıyorsun?

Evet, devam et neşelendir beni Eddie? Neşendir beni.

Eğlenmeye başladık işte, değil mi?

Evet.


Günümü güzelleştir hadi. Senin boktan gevezeliklerini dinlemekten bıktım. Bana iyilik yapmış olursun lanet olası tetiği çek.

Evet senin gibi paçavralar sokaklardan temizlenmeli. Doğru. Bak ben de senin gibi deliyim.

Benim gibi deli mi?

Öyle, senin gibi insanlar beni delirtiyor.

Sen nesin biliyor musun? Bu arabayı hazırladın ve bana işkence ediyorsun.

Doğru.

Ve insanları öldürüyorsun.

Bu da doğru.

Evet yandan yemiş bir Batman özentisi gibi davranıyorsun.

Doğru, zekisin.

Adalet, sen buna adalet diyorsun. Evet, bu adalet doğru. Bu ahlaki üstünlük iddian tamamen saçmalık. Nesin sen biliyor musun?

Neyim? Söyle bana.

Sen zavallı, yalnız, öfkeli, yaşlı bir adamsın.

Konuşmaya devam et.

Dünya seni hiç umursamadan dönüp duruyor, ama en kötüsü ne biliyor musun?

Neymiş o?

Bütün bunları kızını bahane ederek yapıyorsun.

Doğru.

Emma görse senden utanırdı.

S.. ordan! Acımı nasıl dindireceğimi söyle. Hadi, söylesene. İsa'ya dua ediyorum, evet gökyüzündeki küçük bir yıldıza da onun şimdi daha iyi bir yerde olmasını diliyorum.


Espri nerede, komik olan ne?

Bunun için çok uzun zamandır çalışıyorum. Tahmin bile edemezsin.

Öyle mi?

Evet sanırım yaptım.

Sokak aklı p*!

__________________

 
Alt 21 Mayıs 2025, 22:50   #32
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

The Seventh Seal | Yedinci Mühür - Det sjunde inseglet (1957) Film Replik ve Dialoglar



Kimsin sen?
Ölüm.
Benim için mi geldin buraya?
Uzun zamandır senin yanındayım.
Biliyorum.
Hazır mısın?
Bedenim korkuyor ama ben değil. Bekle biraz.
Bütün her şeyi söyledin. Ama ben sana nefes aldırmayacağım.
Satranç oynarsın değil mi?
Nereden biliyorsun bunu?
Resimlerde görmüştüm.
Evet az biraz yetenekli bir oyuncuyum.
Ama eskiden oynadığım kadar değil. Neden benimle satranç oynamak istiyorsun?
Bu benim fikrim.
Evet haklısın.
Sana karşı dayanabileceğim sürece yaşayacağım. Eğer kazanırsam beni özgür bırakacaksın. Siyahlar senin!
Benim için fark etmez.


Kehanetler ve korkunç hikayeler hakkında bir söylenti var bilirsin. İki at birbirlerini yok ettiler. Mezarları genişçe açıldı ve kemikleri yatırıldı. Gökyüzünde 4 güneş vardı.


Adı ne olacak bu resmin?
Ölümün dansı.
Ve işte ölüm.
Evet onlarla dans edecek.
Niye bütün bunları bulaştırıyoruz? İnsanlara ölümü hatırlatmak için.
Bu onları pek mutlu etmeyecektir.
Neden mutlu edelim ki onları? Neden korkutmuyoruz ayrıca?
O zaman senin resmine bakmazlar.
Bakarlar. Kurukafa çıplak kadından daha enteresandır.
Eğer onları korkutursan,
Düşünecekler ki,
Ne düşünüyorsa düşünsünler.
Ve daha fazla korkmuş olacaklar.
Ve hemen papazların kucağına düşecekler.
Beni ilgilendirmez.
Sen sadece kendi resmini yapıyorsun.
Hayat gerçekte nasılsa öyle yapıyorum.
Herkes istediğini yapabilir.
Bu insanları kızdırabilir.
O zaman ben de komik bir şeyler çizerim. İnsanoğlu yaşamak zorunda. En azından vebadan ölene kadar.
Veba mı? İğrenç!
Çıbanı görmeliydin. Organlar acıdan düğümlendi.
Hiç hoş değil.
Çıbanlarını parçalamaya çalıştılar. Daha sonra ellerini ısırdılar. Damarlarını açana kadar ısırdılar. Ve acı içinde çığlık attılar. Seni korkutuyor muyum?
Korkutmak mı? Sen beni bilmiyorsun. Şuradaki iğrenç görüntü nedir?
İnsanlar vebayı tanrının cezalandırması olarak görüyorlar. İnsanlar tanrıyı memnun etmek için birbirlerini kırbaçlayarak dolaşıp duruyorlar.
Birbirlerini kırbaçlayarak mı?
Evet. Çok kötü bir görüntü. Geçtiklerinde kendini saklanıyormuş gibi hissediyorsun.


Yapabildiğim en iyi şekilde günah çıkarmak istiyorum. Ama kalbim sanki bir boşlukta. Boşluk bir aynadır. Kendi yüzümü görüyorum ve dehşet ve korkuya kapılıyorum. İnsanoğluna karşı olan ilgisizliğim beni bu dünyadan çıkardı. Rüyalarımda bir mahkumum. Hayaletler dünyasında yaşıyorum.
Ve hala ölmek istemiyorsun.
Evet istemiyorum.
Neyi bekliyorsun peki?
Bilgi.
Garanti istiyorsun yani.
Nasıl istiyorsan öyle söyle.
Herhangi birinin duygularıyla tanrıya inanmak çok mu zor? Neden o hep belirsiz sözlerin ve görülmeyen mucizelerin ortasında.. Saklanmak zorunda.. Kendimize bile inanmazken insanlara nasıl inanabiliriz ki? Ne olacak peki? Peki yapıpta inanmayanlara ne demeli? Neden tanrıyı içimde öldüremiyorum? Neden hep o acı içinde ve küçük düşürücü yollarda yaşamaya devam ediyor. Onu kalbimden söküp atmaya çalışıyorum. Ama o bir türlü kurtulamadığım yaşamaya devam ediyor. Duyuyor musun beni?
Evet duyuyorum.
Ben bilgi istiyorum inanç değil. Tahmin etmek değil, sadece bilgi. Tanrıdan elini çıkarmasını, yüzünü göstermesini ve benle konuşmasını istiyorum.
Ama o hala sessiz.
Geceleri hep onun için ağlıyorum fakat kimse yokmuş gibi görünüyor.
Belki de gerçekten yoktur.
O zaman hayat anlamsız bir korku. Hiçbir insan ölümle ve her şeyin hiçbir şey olduğunu bilerek yaşayamaz.
Çoğu insan ne ölümü düşünür ne de hiçliği..
Taa ki hayatın kenarında durup karanlığı görene kadar.
Ah, o zaman.
Göreceğiz. Dört korkunun bir putunu yapalım. Ve ona tanrı diyelim.
Sen çok zor bir insansın.
Ölüm bu sabah beni ziyaret etti. Beraber satranç oynadık. Bu erteleme benim için yaşamsal bir işi yapmama neden oldu.
Ne işi?
Hayatım anlamsız bir araştırma içinde geçti. Sitem ve kin olmadan söylüyorum bunları. Biliyorum hepsi için aynı ama. Ama ben bu ertelememi çok önemli bir iş için kullanmak istiyorum.
Sen şimdi ölümle satranç oynadın yani?
Çok yetenekli bir taktikçi. Ama daha bir parça bile kaybetmedim.
Nasıl ölümle başa çıkarbilirsin ki?
Fil ve at kombinasyonu sayesinde. Kanatlarını çökerteceğim.
Bunu hatırlamalıyım.
Hain! Kandırdın beni! Ama bir yol bulacağım.
Oyunumuza handa devam edebiliriz.


İşte jöns. Ölümle dalga geçiyor. Tanrııya içten içe kıkırdıyor, kendisine gülüyor ve kızlara da gülümsüyor. Onun dünyası sadece kendisi için var. Her şey absürd kendisi bile. Cennete anlamsızlık, cehennemde aldırmazlık.


Dinle seni pis yağlı domuz! Aşk; hırs, yalanlar ve aldatmadan başka bir şey değildir. Aşk vebaların en karasıdır. Ama onun için ölmezsin genellikle geçmiş olur zaten.
Hayır benim ki geçmiyor.
Tabii ki geçecek. Sadece aptallar aşk için ölürler. Eğer bu dünyada her şey kusurluysa aşk bu kusurlukta mükemmeldir.


Duydun mu beni? Senin şeytanla işbirliği yaptığını söylüyorlar.
Neden sordun?
Kişisel nedenlerden dolayı. Bende kendisiyle tanışmak istiyorum.
Neden?
Ona tanrıyı sormalıyım. Eminim biliyordur.
Onu her istediğin zaman görebilirsin.
Nasıl?
Eğer dediklerimi yaparsan. Gözlerime bak. Gördün mü?
Büyük bir korku gördüm sadece. Başka bir şey yok.
Hiçbir şey mi? Bir tane bile mi?
Olamaz.
Senin arkanda değil mi?
Orda kimse yok.
O benimle birlikte her yerde. Eğer ellerimi uzatabilirsem onu hissedebilirim. Şimdi bile. Ateş canımı acıtmıyor.
Öyle mi söyledi?
Biliyorum.
Öyle mi söyledi dedim?
Biliyorum. Biliyorum. Sende görmelisin onu. Rahipler onu görebilir bir de askerler. Bana dokunmaya cesaret edemezler.


Çocuğa ne yaptınız böyle?
Soru sormayı kesecek misin?
Hayır, hiç kesmeyeceğim.
Ama hiç cevabın yok.
Ne gördün?
Şimdi acısı yok.
Cevap vermedin.
Bu çocuğa kim bakacak peki? Melekler mi tanrı mı, şeytan? Ya da hiçlik? Hayır, hiçlik lordum!
Bu olamaz.
Gözlerine baksana onun. Zavallı beyni bir şeyler keşfediyor.
Hiçlik!!
Hayır.
Umutsuz biz. O ne gördüyse bizde gördük ve artık korku bizimle birlikte. Zavallı çocuk! Daha fazla dayanamayacağım!!


Oyunumuzu bitirelim mi? Senin sıran. Vezirini alıyorum.
Görmedim onu.
Senin sıran, Antonius Block. İlgini mi kaybettin?
Tersine!
Çok endişeli görünüyorsun. Bir şeyler mi saklıyorsun?
Senden de hiçbir şey kaçmıyor.
Benden hiçbir şey kaçamaz. Benden kimse kaçamaz.
Endişeliyim. Evet, bu doğru.
Korkuyorsun.
Taşların nerede olduğunu unuttum.
Ama ben değil. Bu kadar kolay kurtulamazsın! Ah ne kadar da ilginç.
Ne görüyorsun?
Bir dahaki hareketinde mat olacaksın.
Doğru.
Gecikmeden dolayı mı kazandın?
Evet.
Bir daha ki buluşmamızda zaman senin ve arkadaşların için çalışacak.
Ve sende sırlarını açığa çıkaracaksın.
Hiç sırrım yok.
Yani hiçbir şey bilmiyorsun?
Ben bilmeyenim.


''Ve İsa peygamber yedinci mührü açtığı zaman yarım saatliğine bir sessizlik oluştu cennette. Ve yedi borusu olan yedi melek kendilerini sese hazırladılar. İki melek üfledi boruyu ve ardından kanla karışık dünyanın üzerine ve ağaçların üçüncü kısmı ve bütün yeşil çim bir anda yandı, kül oldu. Ve ikinci melek üfledi borusunu. Ve ağzı ateş dolu muazzam bir dağ denizin üstüne döküldü. Ve denizin üçüncü kısmı kan oldu.'' Ardından üçüncü melek üfledi borusunu.. Ve cennetten büyük bir yıldız düştü, ışık varmışçasına yanan. Ve yıldızın adı wormwood'du.


Günaydın asil lordum.
Ben karin, şövalyenin eşi. Ve evimize hoş geldiniz.
Ben de demirci. Ve işimde hiçte fena değilimdir. Karım Lisa. Asil lorduna reverans et, Lisa. Biraz el değmek gerekiyor. Ama diğerlerinden daha kötü kavga etmeyiz.
Karanlığımızdan dışarı, seni çağırıyoruz, yüce rabbim! Oh tanrım bize merhamet et! Bizler küçük, korkak ve de bilgisiziz.
Senin olduğunu söylediğin yerde karanlıkta. Senin yasını tutacak kimse yok. Kendi ilgisizliğinde yansıyorsun kendi kendine.
Tanrım, bir yerlerde olan, ve olması gereken merhamet et bize!
Sonsuzlukla ilgili endişelerinizi sizden arındırdım. Fakat artık çok geç. Ama en sonunda hissedin; yaşamın üstün sevincini!
Sessiz sessiz.

Evet ama bu itiraz karşısında.


Mary. Onları gördüm Mary! Fırtınalı gökyüzünde ordalar. Hepsi ordalar. Demirci ve Lisa, şövalye, Raval, jöns ve skat. Ve değişmez usta ölüm onları dans etmeye davet ediyor. Birbirlerinin ellerini tutarak ve bir çizgi halinde dans etmelerini istiyor. Ve baştakiler doğruca değişmez ustaya gidiyorlar. Tırpanla ve kum saatiyle. Ama salak olan uduyla birlikte en arkada yürüyor. Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını yanaklarından kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar. Şafaktan ve de karanlık topraklardan.

Sen ve senin hayallerin!

The Seventh Seal | Yedinci Mühür - Det sjunde inseglet (1957) Film Replik ve Dialoglar



Kimsin sen?
Ölüm.
Benim için mi geldin buraya?
Uzun zamandır senin yanındayım.
Biliyorum.
Hazır mısın?
Bedenim korkuyor ama ben değil. Bekle biraz.
Bütün her şeyi söyledin. Ama ben sana nefes aldırmayacağım.
Satranç oynarsın değil mi?
Nereden biliyorsun bunu?
Resimlerde görmüştüm.
Evet az biraz yetenekli bir oyuncuyum.
Ama eskiden oynadığım kadar değil. Neden benimle satranç oynamak istiyorsun?
Bu benim fikrim.
Evet haklısın.
Sana karşı dayanabileceğim sürece yaşayacağım. Eğer kazanırsam beni özgür bırakacaksın. Siyahlar senin!
Benim için fark etmez.


Kehanetler ve korkunç hikayeler hakkında bir söylenti var bilirsin. İki at birbirlerini yok ettiler. Mezarları genişçe açıldı ve kemikleri yatırıldı. Gökyüzünde 4 güneş vardı.


Adı ne olacak bu resmin?
Ölümün dansı.
Ve işte ölüm.
Evet onlarla dans edecek.
Niye bütün bunları bulaştırıyoruz? İnsanlara ölümü hatırlatmak için.
Bu onları pek mutlu etmeyecektir.
Neden mutlu edelim ki onları? Neden korkutmuyoruz ayrıca?
O zaman senin resmine bakmazlar.
Bakarlar. Kurukafa çıplak kadından daha enteresandır.
Eğer onları korkutursan,
Düşünecekler ki,
Ne düşünüyorsa düşünsünler.
Ve daha fazla korkmuş olacaklar.
Ve hemen papazların kucağına düşecekler.
Beni ilgilendirmez.
Sen sadece kendi resmini yapıyorsun.
Hayat gerçekte nasılsa öyle yapıyorum.
Herkes istediğini yapabilir.
Bu insanları kızdırabilir.
O zaman ben de komik bir şeyler çizerim. İnsanoğlu yaşamak zorunda. En azından vebadan ölene kadar.
Veba mı? İğrenç!
Çıbanı görmeliydin. Organlar acıdan düğümlendi.
Hiç hoş değil.
Çıbanlarını parçalamaya çalıştılar. Daha sonra ellerini ısırdılar. Damarlarını açana kadar ısırdılar. Ve acı içinde çığlık attılar. Seni korkutuyor muyum?
Korkutmak mı? Sen beni bilmiyorsun. Şuradaki iğrenç görüntü nedir?
İnsanlar vebayı tanrının cezalandırması olarak görüyorlar. İnsanlar tanrıyı memnun etmek için birbirlerini kırbaçlayarak dolaşıp duruyorlar.
Birbirlerini kırbaçlayarak mı?
Evet. Çok kötü bir görüntü. Geçtiklerinde kendini saklanıyormuş gibi hissediyorsun.


Yapabildiğim en iyi şekilde günah çıkarmak istiyorum. Ama kalbim sanki bir boşlukta. Boşluk bir aynadır. Kendi yüzümü görüyorum ve dehşet ve korkuya kapılıyorum. İnsanoğluna karşı olan ilgisizliğim beni bu dünyadan çıkardı. Rüyalarımda bir mahkumum. Hayaletler dünyasında yaşıyorum.
Ve hala ölmek istemiyorsun.
Evet istemiyorum.
Neyi bekliyorsun peki?
Bilgi.
Garanti istiyorsun yani.
Nasıl istiyorsan öyle söyle.
Herhangi birinin duygularıyla tanrıya inanmak çok mu zor? Neden o hep belirsiz sözlerin ve görülmeyen mucizelerin ortasında.. Saklanmak zorunda.. Kendimize bile inanmazken insanlara nasıl inanabiliriz ki? Ne olacak peki? Peki yapıpta inanmayanlara ne demeli? Neden tanrıyı içimde öldüremiyorum? Neden hep o acı içinde ve küçük düşürücü yollarda yaşamaya devam ediyor. Onu kalbimden söküp atmaya çalışıyorum. Ama o bir türlü kurtulamadığım yaşamaya devam ediyor. Duyuyor musun beni?
Evet duyuyorum.
Ben bilgi istiyorum inanç değil. Tahmin etmek değil, sadece bilgi. Tanrıdan elini çıkarmasını, yüzünü göstermesini ve benle konuşmasını istiyorum.
Ama o hala sessiz.
Geceleri hep onun için ağlıyorum fakat kimse yokmuş gibi görünüyor.
Belki de gerçekten yoktur.
O zaman hayat anlamsız bir korku. Hiçbir insan ölümle ve her şeyin hiçbir şey olduğunu bilerek yaşayamaz.
Çoğu insan ne ölümü düşünür ne de hiçliği..
Taa ki hayatın kenarında durup karanlığı görene kadar.
Ah, o zaman.
Göreceğiz. Dört korkunun bir putunu yapalım. Ve ona tanrı diyelim.
Sen çok zor bir insansın.
Ölüm bu sabah beni ziyaret etti. Beraber satranç oynadık. Bu erteleme benim için yaşamsal bir işi yapmama neden oldu.
Ne işi?
Hayatım anlamsız bir araştırma içinde geçti. Sitem ve kin olmadan söylüyorum bunları. Biliyorum hepsi için aynı ama. Ama ben bu ertelememi çok önemli bir iş için kullanmak istiyorum.
Sen şimdi ölümle satranç oynadın yani?
Çok yetenekli bir taktikçi. Ama daha bir parça bile kaybetmedim.
Nasıl ölümle başa çıkarbilirsin ki?
Fil ve at kombinasyonu sayesinde. Kanatlarını çökerteceğim.
Bunu hatırlamalıyım.
Hain! Kandırdın beni! Ama bir yol bulacağım.
Oyunumuza handa devam edebiliriz.


İşte jöns. Ölümle dalga geçiyor. Tanrııya içten içe kıkırdıyor, kendisine gülüyor ve kızlara da gülümsüyor. Onun dünyası sadece kendisi için var. Her şey absürd kendisi bile. Cennete anlamsızlık, cehennemde aldırmazlık.


Dinle seni pis yağlı domuz! Aşk; hırs, yalanlar ve aldatmadan başka bir şey değildir. Aşk vebaların en karasıdır. Ama onun için ölmezsin genellikle geçmiş olur zaten.
Hayır benim ki geçmiyor.
Tabii ki geçecek. Sadece aptallar aşk için ölürler. Eğer bu dünyada her şey kusurluysa aşk bu kusurlukta mükemmeldir.


Duydun mu beni? Senin şeytanla işbirliği yaptığını söylüyorlar.
Neden sordun?
Kişisel nedenlerden dolayı. Bende kendisiyle tanışmak istiyorum.
Neden?
Ona tanrıyı sormalıyım. Eminim biliyordur.
Onu her istediğin zaman görebilirsin.
Nasıl?
Eğer dediklerimi yaparsan. Gözlerime bak. Gördün mü?
Büyük bir korku gördüm sadece. Başka bir şey yok.
Hiçbir şey mi? Bir tane bile mi?
Olamaz.
Senin arkanda değil mi?
Orda kimse yok.
O benimle birlikte her yerde. Eğer ellerimi uzatabilirsem onu hissedebilirim. Şimdi bile. Ateş canımı acıtmıyor.
Öyle mi söyledi?
Biliyorum.
Öyle mi söyledi dedim?
Biliyorum. Biliyorum. Sende görmelisin onu. Rahipler onu görebilir bir de askerler. Bana dokunmaya cesaret edemezler.


Çocuğa ne yaptınız böyle?
Soru sormayı kesecek misin?
Hayır, hiç kesmeyeceğim.
Ama hiç cevabın yok.
Ne gördün?
Şimdi acısı yok.
Cevap vermedin.
Bu çocuğa kim bakacak peki? Melekler mi tanrı mı, şeytan? Ya da hiçlik? Hayır, hiçlik lordum!
Bu olamaz.
Gözlerine baksana onun. Zavallı beyni bir şeyler keşfediyor.
Hiçlik!!
Hayır.
Umutsuz biz. O ne gördüyse bizde gördük ve artık korku bizimle birlikte. Zavallı çocuk! Daha fazla dayanamayacağım!!


Oyunumuzu bitirelim mi? Senin sıran. Vezirini alıyorum.
Görmedim onu.
Senin sıran, Antonius Block. İlgini mi kaybettin?
Tersine!
Çok endişeli görünüyorsun. Bir şeyler mi saklıyorsun?
Senden de hiçbir şey kaçmıyor.
Benden hiçbir şey kaçamaz. Benden kimse kaçamaz.
Endişeliyim. Evet, bu doğru.
Korkuyorsun.
Taşların nerede olduğunu unuttum.
Ama ben değil. Bu kadar kolay kurtulamazsın! Ah ne kadar da ilginç.
Ne görüyorsun?
Bir dahaki hareketinde mat olacaksın.
Doğru.
Gecikmeden dolayı mı kazandın?
Evet.
Bir daha ki buluşmamızda zaman senin ve arkadaşların için çalışacak.
Ve sende sırlarını açığa çıkaracaksın.
Hiç sırrım yok.
Yani hiçbir şey bilmiyorsun?
Ben bilmeyenim.


''Ve İsa peygamber yedinci mührü açtığı zaman yarım saatliğine bir sessizlik oluştu cennette. Ve yedi borusu olan yedi melek kendilerini sese hazırladılar. İki melek üfledi boruyu ve ardından kanla karışık dünyanın üzerine ve ağaçların üçüncü kısmı ve bütün yeşil çim bir anda yandı, kül oldu. Ve ikinci melek üfledi borusunu. Ve ağzı ateş dolu muazzam bir dağ denizin üstüne döküldü. Ve denizin üçüncü kısmı kan oldu.'' Ardından üçüncü melek üfledi borusunu.. Ve cennetten büyük bir yıldız düştü, ışık varmışçasına yanan. Ve yıldızın adı wormwood'du.


Günaydın asil lordum.
Ben karin, şövalyenin eşi. Ve evimize hoş geldiniz.
Ben de demirci. Ve işimde hiçte fena değilimdir. Karım Lisa. Asil lorduna reverans et, Lisa. Biraz el değmek gerekiyor. Ama diğerlerinden daha kötü kavga etmeyiz.
Karanlığımızdan dışarı, seni çağırıyoruz, yüce rabbim! Oh tanrım bize merhamet et! Bizler küçük, korkak ve de bilgisiziz.
Senin olduğunu söylediğin yerde karanlıkta. Senin yasını tutacak kimse yok. Kendi ilgisizliğinde yansıyorsun kendi kendine.
Tanrım, bir yerlerde olan, ve olması gereken merhamet et bize!
Sonsuzlukla ilgili endişelerinizi sizden arındırdım. Fakat artık çok geç. Ama en sonunda hissedin; yaşamın üstün sevincini!
Sessiz sessiz.

Evet ama bu itiraz karşısında.


Mary. Onları gördüm Mary! Fırtınalı gökyüzünde ordalar. Hepsi ordalar. Demirci ve Lisa, şövalye, Raval, jöns ve skat. Ve değişmez usta ölüm onları dans etmeye davet ediyor. Birbirlerinin ellerini tutarak ve bir çizgi halinde dans etmelerini istiyor. Ve baştakiler doğruca değişmez ustaya gidiyorlar. Tırpanla ve kum saatiyle. Ama salak olan uduyla birlikte en arkada yürüyor. Ve yağmur temizlerken tuzlu gözyaşlarını yanaklarından kutsal bir dansla uzaklaşıyorlar. Şafaktan ve de karanlık topraklardan.

Sen ve senin hayallerin!

LoNeLy bunu beğendi.
__________________

 
Alt 23 Mayıs 2025, 04:17   #33
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

The Order - Düzen (2023) Film Repliği.



Dinliyorum devam et. Yahudiler Hristiyan bebeklerin kanını ne için kullanıyor dedin?

Dini törenlerinde kullanıyorlar, ritüellerinde.. Yemeklerinde, dünyayı ele geçirmek için.

Yemeklerinde mi? Tamam anladım. Peki Hristiyan kanını kaselerde mi sunuyorlar? İçecek olarak mı? Yoksa sos olarak mı, gravy sos gibi yemeklerin üstüne mi döküyorlar? O ritüellerin hiçbirinde bulunmadığım için bilmiyorum.

Benimle dalga mı geçiyorsun oç?

Hayır beyefendi. Kesinlikle. Bunun için bana ihtiyacınız yok. Ben dünyayı nasıl ele geçirebilirim onu soruyorum. Ben?

Bak, bana tuzak kuruyorsun; ben sadece soruna cevap vermeye çalışıyorum, geri zekalı herif!!

Tamam yeter. Yeter bu kadar. Yeterince Yahudi aleyhtarlığı dinledik. Bağnaz düşünceleriniz için teşekkür ederiz beyefendi. Tüm fanatik köktencilerin sorunu ne biliyor musunuz.. Hristiyanlardan, Ortodokslara, Ku Klux Klan'a kadar..

Hepinizin ortak yanı, dünyanın gerisinde kaldığınızı göremeyecek kadar cahil olmanız. Bu yüzden diğer insanların hayattan keyif almasını engellemeye çalışıyorsunuz. Ve biliyor musunuz, harika bir ülkeyiz ama beynimizi kullanmayı bilmiyoruz.





Bak kabul ediyorum. Butler'in klisesi sorun. Ama etrafa bulaşmazlar.

Arı kovanına çomak sokulmaz, değil mi?

Nehirde daha büyük balıklar var.

Bir şey yapmayı mı planlıyorsunuz?

Yapıyoruz zaten. Ayda 1000 dolara ne dersin?

Ülkede dürüst birisinin bu kadar kazanması zor.

Evet, çünkü artık bizim ülkemiz değil.

Hımm. Bu konuda çok haklısın.

Her devrim yapıldığında biri ilk kurşunu sıkar. Yardım etmek ister misin?

Evet isterim.

Daha çok para kazanacaksın. Hoş geldin.







Bakın. Hristiyan İsa Mesih Klisesi, sizler gibi beyazların tarihlerine, geleceklerine, bir parçasına sahip çıkacakları bir yerdir. Biz hristiyan beyazların, beyaz bir ülke hak ettiğine inanıyoruz. Ancak buna sahip olmak için üyelerimizi kanunlara karşı gelmeye teşvik etmiyoruz.
Ama bazıları karşı geliyor.

Bunu anlıyor olmalısınız. Siz de federal devletin belli başlı elemanlarındansınız.






Biz Ari erkekler. Karılarımızın rahmindeki çocuklar üzerine yemin ederiz ki burada bulunan kardeşlerimizle birlikte, şu andan itibaren savaş halindeyiz ve düşmanı denize dökene kadar silahlarımızı bırakmayacağız. Atalarımıza vadedilen toprakları geri almamızın zamanı gelmiş bulunmakta. Tanrı'nın izniyle o topraklar, çocuklarımızın vatanı olmazsa kanımız kurusun. Tanrı hepimizi korusun. Amin.




Oğlum seni daha önce uyardım. Ateşle oynuyorsun. Robert tanrı vergisi yeteneğin var. Sesin.. Ama bu yolda devam etme, bizler hırsız değiliz. Fazla dikkat çekiyorsun.

Teşekkür ederim. Kimin?

FBI'ın.. Walter'ın cesedini bulmuşlar. Aynı hedefin peşindeyiz. 10 yıl sonra Senato'da, Meclis'te üyelerimiz olacak. Değişim böyle gerçekleşir.

Bu senin sorunun. Zaman kaybediyorsun ve hızlandıracak hiçbir şeyin yok. Hiçbir şeyin. Sen ekonomi için dua ediyorsun, biz içinde yaşıyoruz. Senin gibi olmayacağım.






Bu kitapta doğuştan haklarımız bulunmakta. Ancak bu okullarda öğretilmiyor seçilmiş yöneticilerimiz izin vermiyor. Vadedilen topraklar Yahudiler için değildir.

Hayır. Asla!

Gerçek İsraililer içindir. Beyazlar içindir.

Evet!

Ve sizler artık bu ülkeyi kurmayı hakediyorsunuz.

Evet! Ediyoruz.

Size Zechariah'dan okuyacağım. 10. bölüm.

Evet. Robert? Bir şey mi söyleyeceksin?

Günaydın kardeşlerim.

Günaydın.

Kız kardeşlerim.

Günaydın.

Sizinle olmak benim için onurdur. Gurur duyuyorum. Siz de benim gibi daha ne kadar konuşma dinleyeceğiz diye düşünüyor musunuz? Çünkü tek yaptığımız, bu değil mi? Konuşmak, konuşmak, konuşmak! Ama örneğin ben, konuşmaktan sıkıldım.

Evet. Ben de..

Sizlerin ne hissettiğini biliyorum artık. Emin olun. İşinizi kaybettiniz. Onurunuzu. Ben babamın defalarca yere serilişini izledim. Tekrar, tekrar... Bir kere bile karşılık vermedi. Size böyle olması gerektiğini söylerler.. Öylece durup, kabullenin derler. Her defasında bir bağlantı. Her defasında bir özgürlük.. Ama ben kabul etmiyorum. Bizim için savaşmanın zamanı gelmiştir.

Evet. Doğru!

Arkadaşlarım ve ailemle, bugün sizlerle birlikteyiz. Çünkü bir görev için bize katılmanızı istiyoruz. Sözleri eyleme dökelim.

Evet. Evet..

Kardeşliğimiz, Yahudi düşüncesinin zincirlerini kırdı. Asalak tefeciliği! Topraklarımızı istila eden renklilerin karşısında kale gibi durduk. Bizler, biz yürekli çiftçiler, birlikte yiyoruz, uyuyoruz, nefes alıyoruz ve birlikte üretiyoruz. Tek bir beyin olduk, tek bir beden. Tek bir ırk!

Evet.

Tek bir ordu!

Evet.

Tarihimizin yok edilmesiyle karşı karşıyayız. Hayat tarzımızın yok edilmesiyle!

Evet.

Atalarımızın keşfettiği, fethettiği ve kurmak için can verdiği ulusun yok olmasına izin mi vereceksiniz, yoksa adam gibi ayağa kalkıp hayatta kalmak için savaşak mısınız?

Evet!

Soydaşlarımız vazife bekler. Tüm ailelerimizin hak ettiği geleceği kurmanın zamanı geldi!

Evet. Amen!

Metaline Falls'da bir söz vardır. Yenilgi mi? Asla!

Asla!!

Zafer. Sonsuza kadar!

Sonsuza kadar!!

Yenilgi! ASLA! Zafer. Sonsuza kadar! Beyaz Güç! Beyaz Güç!







Cehenneme gittiğimde ne yapacağımı öğrenmek istiyorum. Çünkü bana bütün arkadaşlarımın cehennemde olduğunu söyledin. Ne ile karşılaşacağımı bilmek istiyorum.

Al işte budalanın tekisin. Anlamıyorsun, çünkü ahmaksın. Hristiyanlar için kutsal olan bir şeyle dalga geçiyorsun, kafan basmıyor.

Tabii, hiç durma, konuyu Yahudiliğe getir. Yahudileri eleştir. Yahudiler hakkında ne biliyorsun ki? Sizin için Yahudiler mitolojik varlık, yaratık gibi bir şey. Yahudiler hakkında hiçbir şey bildiğiniz yok.

Kendi özünüzü görmekten aciz olduğunuz için Yahudileri hedef almak kolay. Çünkü kendi hayatınız için suçlayacak birini bulmanız lazım. Çünkü sizi bu duruma düşüren asıl insanları suçlamaya cesaret edemiyorsunuz. Bu ya sizi hiç umursamayan bir devlet ve sizi aksini düşünmeye zorlamış ya da sizin.. Bu yüzden Yahudileri suçluyorsunuz. İnandığınız tek bir şey var. En iyi Yahudi, ölü Yahudi'dir. Ve her nedense, sizi umursadıklarını düşünüyorsunuz. Bunu sürekli duyuyorum. İnsanlar bir şeylere kötü der, çirkin der, çok değişti der. Sokaklarına yeni taşınan komşuyu sevmezler. Şehirdeki yeni sinagogu beğenmezler. Bütün gün bunları duyunca nefretle dolup taştığınızı düşünürsünüz asla kurtulamayacağınızı. Ama şimdi size söyleyeceğim şey sizi şaşırtabilir. Bence insanlar özünde iyiler. Bu yüzden arıyorlar. Bu yüzden konuşmak istiyorlar. Biriyle iletişim kurmak istiyorlar. Bence insanlar sevgi göstermek istiyorlar. ''İyi insansın'' demek istiyorlar. ''Gel Oturalım' bir bira içelim'' Ama sevgi görmeyeceklerinden korkuyorlar. Bence içgüdülerimizin sesi galip gelecektir. Ama bir yerden başlamak lazım. Sizi bu gece bunu yapmaya davet ediyorum. Güzel bir şeyler yapın çünkü geriye sadece sözlerimiz ve düşüncelerimiz kalacak. Yaşamı kolaylaştıracak şeyler bunlar. Önemli olan da bu değil mi? Benden bu kadar dostlar.




26 yıldır bu işi yapıyorum. 26 yıldır. Her haydutun, her örgüt üyesinin ortak bir yanı vardır, hepsi suçu başkasına yıkmaya çalışır. Bob'ın sana sadık kalacağını mı sanıyorsun? Dostun olduğunu mu sanıyorsun? Hımm? Sen onun için araçsın. Seni kullanıyor, sen piyonsun. Meksikalı olduğunu öğrendiğinde ne tepki verecek dersin?







Bu gerçek, savaş başladı.

Saçmalama, ordu mu var? Herkes öldü.

Sürüler ölür. Soydaşlar ölür. Ben de öleceğim. Evet ama asla ölmeyecek bir şey var. Ölen bir insanın yapmış oldukları.

The Order - Düzen (2023) Film Repliği.



Dinliyorum devam et. Yahudiler Hristiyan bebeklerin kanını ne için kullanıyor dedin?

Dini törenlerinde kullanıyorlar, ritüellerinde.. Yemeklerinde, dünyayı ele geçirmek için.

Yemeklerinde mi? Tamam anladım. Peki Hristiyan kanını kaselerde mi sunuyorlar? İçecek olarak mı? Yoksa sos olarak mı, gravy sos gibi yemeklerin üstüne mi döküyorlar? O ritüellerin hiçbirinde bulunmadığım için bilmiyorum.

Benimle dalga mı geçiyorsun oç?

Hayır beyefendi. Kesinlikle. Bunun için bana ihtiyacınız yok. Ben dünyayı nasıl ele geçirebilirim onu soruyorum. Ben?

Bak, bana tuzak kuruyorsun; ben sadece soruna cevap vermeye çalışıyorum, geri zekalı herif!!

Tamam yeter. Yeter bu kadar. Yeterince Yahudi aleyhtarlığı dinledik. Bağnaz düşünceleriniz için teşekkür ederiz beyefendi. Tüm fanatik köktencilerin sorunu ne biliyor musunuz.. Hristiyanlardan, Ortodokslara, Ku Klux Klan'a kadar..

Hepinizin ortak yanı, dünyanın gerisinde kaldığınızı göremeyecek kadar cahil olmanız. Bu yüzden diğer insanların hayattan keyif almasını engellemeye çalışıyorsunuz. Ve biliyor musunuz, harika bir ülkeyiz ama beynimizi kullanmayı bilmiyoruz.





Bak kabul ediyorum. Butler'in klisesi sorun. Ama etrafa bulaşmazlar.

Arı kovanına çomak sokulmaz, değil mi?

Nehirde daha büyük balıklar var.

Bir şey yapmayı mı planlıyorsunuz?

Yapıyoruz zaten. Ayda 1000 dolara ne dersin?

Ülkede dürüst birisinin bu kadar kazanması zor.

Evet, çünkü artık bizim ülkemiz değil.

Hımm. Bu konuda çok haklısın.

Her devrim yapıldığında biri ilk kurşunu sıkar. Yardım etmek ister misin?

Evet isterim.

Daha çok para kazanacaksın. Hoş geldin.







Bakın. Hristiyan İsa Mesih Klisesi, sizler gibi beyazların tarihlerine, geleceklerine, bir parçasına sahip çıkacakları bir yerdir. Biz hristiyan beyazların, beyaz bir ülke hak ettiğine inanıyoruz. Ancak buna sahip olmak için üyelerimizi kanunlara karşı gelmeye teşvik etmiyoruz.
Ama bazıları karşı geliyor.

Bunu anlıyor olmalısınız. Siz de federal devletin belli başlı elemanlarındansınız.






Biz Ari erkekler. Karılarımızın rahmindeki çocuklar üzerine yemin ederiz ki burada bulunan kardeşlerimizle birlikte, şu andan itibaren savaş halindeyiz ve düşmanı denize dökene kadar silahlarımızı bırakmayacağız. Atalarımıza vadedilen toprakları geri almamızın zamanı gelmiş bulunmakta. Tanrı'nın izniyle o topraklar, çocuklarımızın vatanı olmazsa kanımız kurusun. Tanrı hepimizi korusun. Amin.




Oğlum seni daha önce uyardım. Ateşle oynuyorsun. Robert tanrı vergisi yeteneğin var. Sesin.. Ama bu yolda devam etme, bizler hırsız değiliz. Fazla dikkat çekiyorsun.

Teşekkür ederim. Kimin?

FBI'ın.. Walter'ın cesedini bulmuşlar. Aynı hedefin peşindeyiz. 10 yıl sonra Senato'da, Meclis'te üyelerimiz olacak. Değişim böyle gerçekleşir.

Bu senin sorunun. Zaman kaybediyorsun ve hızlandıracak hiçbir şeyin yok. Hiçbir şeyin. Sen ekonomi için dua ediyorsun, biz içinde yaşıyoruz. Senin gibi olmayacağım.






Bu kitapta doğuştan haklarımız bulunmakta. Ancak bu okullarda öğretilmiyor seçilmiş yöneticilerimiz izin vermiyor. Vadedilen topraklar Yahudiler için değildir.

Hayır. Asla!

Gerçek İsraililer içindir. Beyazlar içindir.

Evet!

Ve sizler artık bu ülkeyi kurmayı hakediyorsunuz.

Evet! Ediyoruz.

Size Zechariah'dan okuyacağım. 10. bölüm.

Evet. Robert? Bir şey mi söyleyeceksin?

Günaydın kardeşlerim.

Günaydın.

Kız kardeşlerim.

Günaydın.

Sizinle olmak benim için onurdur. Gurur duyuyorum. Siz de benim gibi daha ne kadar konuşma dinleyeceğiz diye düşünüyor musunuz? Çünkü tek yaptığımız, bu değil mi? Konuşmak, konuşmak, konuşmak! Ama örneğin ben, konuşmaktan sıkıldım.

Evet. Ben de..

Sizlerin ne hissettiğini biliyorum artık. Emin olun. İşinizi kaybettiniz. Onurunuzu. Ben babamın defalarca yere serilişini izledim. Tekrar, tekrar... Bir kere bile karşılık vermedi. Size böyle olması gerektiğini söylerler.. Öylece durup, kabullenin derler. Her defasında bir bağlantı. Her defasında bir özgürlük.. Ama ben kabul etmiyorum. Bizim için savaşmanın zamanı gelmiştir.

Evet. Doğru!

Arkadaşlarım ve ailemle, bugün sizlerle birlikteyiz. Çünkü bir görev için bize katılmanızı istiyoruz. Sözleri eyleme dökelim.

Evet. Evet..

Kardeşliğimiz, Yahudi düşüncesinin zincirlerini kırdı. Asalak tefeciliği! Topraklarımızı istila eden renklilerin karşısında kale gibi durduk. Bizler, biz yürekli çiftçiler, birlikte yiyoruz, uyuyoruz, nefes alıyoruz ve birlikte üretiyoruz. Tek bir beyin olduk, tek bir beden. Tek bir ırk!

Evet.

Tek bir ordu!

Evet.

Tarihimizin yok edilmesiyle karşı karşıyayız. Hayat tarzımızın yok edilmesiyle!

Evet.

Atalarımızın keşfettiği, fethettiği ve kurmak için can verdiği ulusun yok olmasına izin mi vereceksiniz, yoksa adam gibi ayağa kalkıp hayatta kalmak için savaşak mısınız?

Evet!

Soydaşlarımız vazife bekler. Tüm ailelerimizin hak ettiği geleceği kurmanın zamanı geldi!

Evet. Amen!

Metaline Falls'da bir söz vardır. Yenilgi mi? Asla!

Asla!!

Zafer. Sonsuza kadar!

Sonsuza kadar!!

Yenilgi! ASLA! Zafer. Sonsuza kadar! Beyaz Güç! Beyaz Güç!







Cehenneme gittiğimde ne yapacağımı öğrenmek istiyorum. Çünkü bana bütün arkadaşlarımın cehennemde olduğunu söyledin. Ne ile karşılaşacağımı bilmek istiyorum.

Al işte budalanın tekisin. Anlamıyorsun, çünkü ahmaksın. Hristiyanlar için kutsal olan bir şeyle dalga geçiyorsun, kafan basmıyor.

Tabii, hiç durma, konuyu Yahudiliğe getir. Yahudileri eleştir. Yahudiler hakkında ne biliyorsun ki? Sizin için Yahudiler mitolojik varlık, yaratık gibi bir şey. Yahudiler hakkında hiçbir şey bildiğiniz yok.

Kendi özünüzü görmekten aciz olduğunuz için Yahudileri hedef almak kolay. Çünkü kendi hayatınız için suçlayacak birini bulmanız lazım. Çünkü sizi bu duruma düşüren asıl insanları suçlamaya cesaret edemiyorsunuz. Bu ya sizi hiç umursamayan bir devlet ve sizi aksini düşünmeye zorlamış ya da sizin.. Bu yüzden Yahudileri suçluyorsunuz. İnandığınız tek bir şey var. En iyi Yahudi, ölü Yahudi'dir. Ve her nedense, sizi umursadıklarını düşünüyorsunuz. Bunu sürekli duyuyorum. İnsanlar bir şeylere kötü der, çirkin der, çok değişti der. Sokaklarına yeni taşınan komşuyu sevmezler. Şehirdeki yeni sinagogu beğenmezler. Bütün gün bunları duyunca nefretle dolup taştığınızı düşünürsünüz asla kurtulamayacağınızı. Ama şimdi size söyleyeceğim şey sizi şaşırtabilir. Bence insanlar özünde iyiler. Bu yüzden arıyorlar. Bu yüzden konuşmak istiyorlar. Biriyle iletişim kurmak istiyorlar. Bence insanlar sevgi göstermek istiyorlar. ''İyi insansın'' demek istiyorlar. ''Gel Oturalım' bir bira içelim'' Ama sevgi görmeyeceklerinden korkuyorlar. Bence içgüdülerimizin sesi galip gelecektir. Ama bir yerden başlamak lazım. Sizi bu gece bunu yapmaya davet ediyorum. Güzel bir şeyler yapın çünkü geriye sadece sözlerimiz ve düşüncelerimiz kalacak. Yaşamı kolaylaştıracak şeyler bunlar. Önemli olan da bu değil mi? Benden bu kadar dostlar.




26 yıldır bu işi yapıyorum. 26 yıldır. Her haydutun, her örgüt üyesinin ortak bir yanı vardır, hepsi suçu başkasına yıkmaya çalışır. Bob'ın sana sadık kalacağını mı sanıyorsun? Dostun olduğunu mu sanıyorsun? Hımm? Sen onun için araçsın. Seni kullanıyor, sen piyonsun. Meksikalı olduğunu öğrendiğinde ne tepki verecek dersin?







Bu gerçek, savaş başladı.

Saçmalama, ordu mu var? Herkes öldü.

Sürüler ölür. Soydaşlar ölür. Ben de öleceğim. Evet ama asla ölmeyecek bir şey var. Ölen bir insanın yapmış oldukları.

__________________

 
Alt 28 Mayıs 2025, 03:41   #34
Çevrimiçi
 
Sürmenaj kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri


Ses: Sonu Olmayan Gece (2022)


Söylesene, aşık taklidi yapmak, o.. taklidi yapmak kadar kolay mıdır senin için?

- Çıkarım için gerekli olan ne varsa onu yaparım. Tıpkı şimdiye kadar yaptığım gibi.

Anladım insanların duygularıyla oynamaktan zevk alıyorsun.

- Evet zevk alıyorum.

Sırf duygularıyla oynayıp ihanet ettiğin ve sonrasında terk ettiğin Rıdvan'ın senden sonra intihar etmesi de zevkli miydi senin için?

- Evet zevkliydi.

Peki. Senin yüzünden önce karısını ve çocuğunu silahla vuran sonra da kendini camdan aşağı atan Mesut'la ilgili ne düşünüyorsun?

- Yo onda benim bir suçum yok. Ben mi dedim git öldür karını ve çocuğu diye.

Doğru diyorsun. Sen sadece ümit verdin. Evli olmasaydın birlikte olabilirdik diye. Adamın tüm parasını da çaldın. Pardon pardon aldın. O da sana olan aşkından ailesini terkedip sana gelmek istedi. Tabi senin işin onunla çoktan bitmişti. Geride iki ceset bıraktın. Neyse ki çocuk ölmedi. Ona dedesi bakıyor. Dedesinin tek yaşama tutunma umudu her gün elinden tutup Melikgazi ilkokulu'na götürdüğü Ömer'in yaşıyor oluşuydu. Oğlu Mesut'u kaybettikten sonra tek tesellisi başka ne olabilirdi ki zaten.

- Bütün bunları nereden biliyorsun? Beni nereden tanıyorsun? Seni biliyor oluşumu, bilmediğini bildiğim şeylere borçluyum.

Kendini çok seviyorsun dimi Berna?

- Herkesten daha çok.

Biliyor musun buradakilerde en az senin kadar kendini seviyordur bence. Ve hatta kendilerinden daha çok sevdikleri bir şey varsa o da kaybetmeye tahammül edemeyecekleri sevdikleridir. Sevdiklerinize kaybetmenize beş saniye kaldı. İşte ölümün tok sesi diye ben buna derim.

Siz şimdi el birliğiyle katil mi oldunuz. Nasıl kıydınız güzelim kıza. El birliğiyle katil oldunuz. Şaka şaka. Dünyayı bir pislikten ve parazitten temizlediniz. Tebrik etmelisiniz kendinizi. Ama gerçekten temiz bir iş oldu. Kan yok, bıçak yok, yaralanma yok. Zaten bomboş yaşayan biriydi. Siz onun hayatındaki boşluğu doldurdunuz. Bunu onu boşluğa bırakarak oldu ama olsun boşluğu boşlukla doldurmak bir sanattır.

Güvenmek.
Bir erkeğe veya bir kadına. Hiç farketmez.
Güven tek kullanımlıktır. Unutma!
Ve ne olursa olsun bir başkasına tüm benliğinle güvenme!
Çünkü hiç kimse sana tüm benliğiyle görünmez.

Beğendiğin bir bedene hayalindeki ruhu bahşedip aşk sanıyorsun ya,

işte bütün problem orada başlıyor.

Sırf güzel bir cesetsin diye öteki cesetlerden şanslı olabiliyorsun. Oysa güzellik çoğu zaman, kusurları gizleyen gizli bir örtü gibidir. Bazı insanların çirkinliğinin yüzleri yerine içlerinde olduğunu kabullenemiyor olmamız bile budala olduğumuzu gösteriyor. Bide size şekilci diyordum. Bu konuda sizden benim de farkım yokmuş.

- Katil değilsen kimsin peki? Yani amacın bize hayat dersi vermek mi? Bütün bunların amacı bu mu yani? Dersini işleyip bizi öldürmek mi?

Amaçlarım sayesinde yaşıyorum. Uğrunda ölecek bir amacı olmayanlar yaşamayı haketmezler zaten. Yaşamanın amacı başka ne olabilir ki?

- Hayatta pek amacım olmadı galiba.

Amaçsız bir yaşam boşa harcanan bir ömür demektir. Hayal sahibi olmayan insanları yadırgamam. Ama amaçsız insanları oksijen israfı sayarım.

- Sen bu yüzden mi seçtin bizi? Senin de amacın bu mu yani? Sırf amaçsızım diye bana ve sevdiklerime zarar vermek.

Ben kimseyi seçmedim. Her kader kendi seçer kederini! Ya kaderini yaşarsın, ya da yeniden yazarsın. İkisi de sana bağlı.

Korku, benzin dökülmüş ateş gibidir. Eğer ateş içinizde büyürken, müdahalede bulunmazsanız, yangın yerine dönersiniz. Her gereksiz hareketiniz daha fazla yakar canınızı. O yüzden dikkatli olun. Gereksiz hareketlerde bulunmayın.

- Nasıl müdale edeceğiz peki, içimizdeki yangına.

Beni duyup dinleyerek ve aynı zamanda anlayarak.

Merak etme ölümle hiçbir zaman karşılaşmayacaksın. Ölüm varsa sen yoksun. Sen varsan ölüm yok. Hayatınızın sona ereceğinden korkacağınıza, hiç başlamayacağından korkun. Çünkü asıl hayat, korkunun bittiği yerde başlar. Yaşamakla yaşamamak arasında, hiçbir fark kalmadığında korkular sona erer. Gerçek mutluluğu bulursunuz. İşte o mutluluğa eriştiğiniz zaman, ölüm acı vermeyecektir artık size. Çünkü acı veren yegane şeyin yaşam olduğunu anlamışsınızdır artık.


Ses: Sonu Olmayan Gece (2022)


Söylesene, aşık taklidi yapmak, o.. taklidi yapmak kadar kolay mıdır senin için?

- Çıkarım için gerekli olan ne varsa onu yaparım. Tıpkı şimdiye kadar yaptığım gibi.

Anladım insanların duygularıyla oynamaktan zevk alıyorsun.

- Evet zevk alıyorum.

Sırf duygularıyla oynayıp ihanet ettiğin ve sonrasında terk ettiğin Rıdvan'ın senden sonra intihar etmesi de zevkli miydi senin için?

- Evet zevkliydi.

Peki. Senin yüzünden önce karısını ve çocuğunu silahla vuran sonra da kendini camdan aşağı atan Mesut'la ilgili ne düşünüyorsun?

- Yo onda benim bir suçum yok. Ben mi dedim git öldür karını ve çocuğu diye.

Doğru diyorsun. Sen sadece ümit verdin. Evli olmasaydın birlikte olabilirdik diye. Adamın tüm parasını da çaldın. Pardon pardon aldın. O da sana olan aşkından ailesini terkedip sana gelmek istedi. Tabi senin işin onunla çoktan bitmişti. Geride iki ceset bıraktın. Neyse ki çocuk ölmedi. Ona dedesi bakıyor. Dedesinin tek yaşama tutunma umudu her gün elinden tutup Melikgazi ilkokulu'na götürdüğü Ömer'in yaşıyor oluşuydu. Oğlu Mesut'u kaybettikten sonra tek tesellisi başka ne olabilirdi ki zaten.

- Bütün bunları nereden biliyorsun? Beni nereden tanıyorsun? Seni biliyor oluşumu, bilmediğini bildiğim şeylere borçluyum.

Kendini çok seviyorsun dimi Berna?

- Herkesten daha çok.

Biliyor musun buradakilerde en az senin kadar kendini seviyordur bence. Ve hatta kendilerinden daha çok sevdikleri bir şey varsa o da kaybetmeye tahammül edemeyecekleri sevdikleridir. Sevdiklerinize kaybetmenize beş saniye kaldı. İşte ölümün tok sesi diye ben buna derim.

Siz şimdi el birliğiyle katil mi oldunuz. Nasıl kıydınız güzelim kıza. El birliğiyle katil oldunuz. Şaka şaka. Dünyayı bir pislikten ve parazitten temizlediniz. Tebrik etmelisiniz kendinizi. Ama gerçekten temiz bir iş oldu. Kan yok, bıçak yok, yaralanma yok. Zaten bomboş yaşayan biriydi. Siz onun hayatındaki boşluğu doldurdunuz. Bunu onu boşluğa bırakarak oldu ama olsun boşluğu boşlukla doldurmak bir sanattır.

Güvenmek.
Bir erkeğe veya bir kadına. Hiç farketmez.
Güven tek kullanımlıktır. Unutma!
Ve ne olursa olsun bir başkasına tüm benliğinle güvenme!
Çünkü hiç kimse sana tüm benliğiyle görünmez.

Beğendiğin bir bedene hayalindeki ruhu bahşedip aşk sanıyorsun ya,

işte bütün problem orada başlıyor.

Sırf güzel bir cesetsin diye öteki cesetlerden şanslı olabiliyorsun. Oysa güzellik çoğu zaman, kusurları gizleyen gizli bir örtü gibidir. Bazı insanların çirkinliğinin yüzleri yerine içlerinde olduğunu kabullenemiyor olmamız bile budala olduğumuzu gösteriyor. Bide size şekilci diyordum. Bu konuda sizden benim de farkım yokmuş.

- Katil değilsen kimsin peki? Yani amacın bize hayat dersi vermek mi? Bütün bunların amacı bu mu yani? Dersini işleyip bizi öldürmek mi?

Amaçlarım sayesinde yaşıyorum. Uğrunda ölecek bir amacı olmayanlar yaşamayı haketmezler zaten. Yaşamanın amacı başka ne olabilir ki?

- Hayatta pek amacım olmadı galiba.

Amaçsız bir yaşam boşa harcanan bir ömür demektir. Hayal sahibi olmayan insanları yadırgamam. Ama amaçsız insanları oksijen israfı sayarım.

- Sen bu yüzden mi seçtin bizi? Senin de amacın bu mu yani? Sırf amaçsızım diye bana ve sevdiklerime zarar vermek.

Ben kimseyi seçmedim. Her kader kendi seçer kederini! Ya kaderini yaşarsın, ya da yeniden yazarsın. İkisi de sana bağlı.

Korku, benzin dökülmüş ateş gibidir. Eğer ateş içinizde büyürken, müdahalede bulunmazsanız, yangın yerine dönersiniz. Her gereksiz hareketiniz daha fazla yakar canınızı. O yüzden dikkatli olun. Gereksiz hareketlerde bulunmayın.

- Nasıl müdale edeceğiz peki, içimizdeki yangına.

Beni duyup dinleyerek ve aynı zamanda anlayarak.

Merak etme ölümle hiçbir zaman karşılaşmayacaksın. Ölüm varsa sen yoksun. Sen varsan ölüm yok. Hayatınızın sona ereceğinden korkacağınıza, hiç başlamayacağından korkun. Çünkü asıl hayat, korkunun bittiği yerde başlar. Yaşamakla yaşamamak arasında, hiçbir fark kalmadığında korkular sona erer. Gerçek mutluluğu bulursunuz. İşte o mutluluğa eriştiğiniz zaman, ölüm acı vermeyecektir artık size. Çünkü acı veren yegane şeyin yaşam olduğunu anlamışsınızdır artık.

Adawong bunu beğendi.
 
Alt 28 Mayıs 2025, 16:01   #35
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Replikleri güzelmiş. Akşam ben de izleyim.

Replikleri güzelmiş. Akşam ben de izleyim.

__________________

 
Alt 01 Haziran 2025, 17:38   #36
Çevrimdışı
 
Whiplash kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Kasabadaki yabancı 1973 high Plainsdrifter
Sen bir hayvansın.
Evet sen de bunu ortaya çıkarıyorsun.
Hayır. Teşekkür ederim köpeklerle yemiyorum.
Köpek sürüyü yönetiyorsa yiyebilirsin.

İnsanları korkutan şey içten içe kendileriyle ilgili bildikleridir.

Kasabadaki yabancı 1973 high Plainsdrifter
Sen bir hayvansın.
Evet sen de bunu ortaya çıkarıyorsun.
Hayır. Teşekkür ederim köpeklerle yemiyorum.
Köpek sürüyü yönetiyorsa yiyebilirsin.

İnsanları korkutan şey içten içe kendileriyle ilgili bildikleridir.

 
Alt 26 Haziran 2025, 18:54   #37
Çevrimdışı
 
Whiplash kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Görevimiz tehlike-son hesaplasma 2025/

Merhaba kardeşim,
Bu kaydedilmediğine göre dünya yerli yerinde duruyordur. Tabi sen de öyle. Kayda geçsin, senden bir an bile şüphe etmedim. Bi çare bulacağından emindim. Her zaman ki gibi. Umarım zamanla bu yaşamın kaderin garip bir cilvesi olarak görmezsin. Bu senin görevindi, senin kaderindi. Yeryüzündeki her canlıya etki edecek bir kader. Beğenmesek de kendi kaderimizin efendisiyiz. Yazılmış hiçbir şey yok.
Gayemiz çok erdemli olsa da, yarattığımız etkinin her zaman gerisinde kalacak. Daha iyi bir gelecek umudumuz, onu gerçekleştirme iradesiyle hayata geçecek. O gelecek içimizde yaşatttığımız iyiliğin yansıması olacak. İçimizdeki iyiliğin değeri ise başkalarına yaptığımız iyilliklerle ölçülecek.
Hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz, geleceğimiz bir. Her birimizin sonsuz seçimlerinden oluşuyor. Bu öyle bir gelecek ki, temelini nezaket, güven ve karşılıklı anlayıştan alıyor. Tabii eğer bunu kabul edersek.. Göremediğimiz bir ışığa doğru, sorgusuz sualsiz ilerlemek. Sadece değer verdiklerimiz için değil, asla tanımayacaklarımız için de.. Seni her zaman seveceğim. Umarım biliyorsundur kardeşim. Ve seni tekrar göreceğim ama bunun için acele etmeyelim. Dünyanın sana hala ihtiyacı var. Elbette bunu asla bilmeyecekler ama biz biliyoruz. Bizler gölgede yaşayıp, gölgede ölenleriz. Bu mesaj beş saniye içinde kendini imha edecektir. Bol şans Ethan.

Görevimiz tehlike-son hesaplasma 2025/

Merhaba kardeşim,
Bu kaydedilmediğine göre dünya yerli yerinde duruyordur. Tabi sen de öyle. Kayda geçsin, senden bir an bile şüphe etmedim. Bi çare bulacağından emindim. Her zaman ki gibi. Umarım zamanla bu yaşamın kaderin garip bir cilvesi olarak görmezsin. Bu senin görevindi, senin kaderindi. Yeryüzündeki her canlıya etki edecek bir kader. Beğenmesek de kendi kaderimizin efendisiyiz. Yazılmış hiçbir şey yok.
Gayemiz çok erdemli olsa da, yarattığımız etkinin her zaman gerisinde kalacak. Daha iyi bir gelecek umudumuz, onu gerçekleştirme iradesiyle hayata geçecek. O gelecek içimizde yaşatttığımız iyiliğin yansıması olacak. İçimizdeki iyiliğin değeri ise başkalarına yaptığımız iyilliklerle ölçülecek.
Hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz, geleceğimiz bir. Her birimizin sonsuz seçimlerinden oluşuyor. Bu öyle bir gelecek ki, temelini nezaket, güven ve karşılıklı anlayıştan alıyor. Tabii eğer bunu kabul edersek.. Göremediğimiz bir ışığa doğru, sorgusuz sualsiz ilerlemek. Sadece değer verdiklerimiz için değil, asla tanımayacaklarımız için de.. Seni her zaman seveceğim. Umarım biliyorsundur kardeşim. Ve seni tekrar göreceğim ama bunun için acele etmeyelim. Dünyanın sana hala ihtiyacı var. Elbette bunu asla bilmeyecekler ama biz biliyoruz. Bizler gölgede yaşayıp, gölgede ölenleriz. Bu mesaj beş saniye içinde kendini imha edecektir. Bol şans Ethan.

Adawong bunu beğendi.
 
Alt 07 Temmuz 2025, 17:36   #38
Çevrimdışı
 
Whiplash kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Acımasız Ruthless 2023

Bence daha fazla yalan söylemelisin.
Bazen insanlara duymak istediklerini söylemelisin. Egolarini biraz oksadiginizda ve artik bir tehdit olmadiginiz zaman o zaman kalkanları inme eğilimine girer.
İşte o noktada kendi bakış açılarını görmelerini sağlayabilirsin.
Biraz yalan söylersen yüzleşmeden tamamen kacinabilirsin. Belki de hemen çatışmaya girmemen gerekiyordur.

Acımasız Ruthless 2023

Bence daha fazla yalan söylemelisin.
Bazen insanlara duymak istediklerini söylemelisin. Egolarini biraz oksadiginizda ve artik bir tehdit olmadiginiz zaman o zaman kalkanları inme eğilimine girer.
İşte o noktada kendi bakış açılarını görmelerini sağlayabilirsin.
Biraz yalan söylersen yüzleşmeden tamamen kacinabilirsin. Belki de hemen çatışmaya girmemen gerekiyordur.

Adawong bunu beğendi.
 
Alt 10 Temmuz 2025, 22:22   #39
Çevrimiçi
 
Sürmenaj kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Atatürk 1881 - 1919 - Bölüm 1



Haklısın idarenin de ihmali var bu hususta.
İdare kim? O zabit kolağası mı?
O da. Vali de, kumandan da..
Kim onları vali, kumandan yapmış?
Sadrazam.
Onu kim sadrazam yapmış?
Padişah efendimiz.
Padişahı kim padişah yaptı?
Babası.Babası da padişahtı.
Benim babam öldü. Ben ne olacağım?

**

Zübeyde rahat bırak bu çocuğu.
Yetimdir bu abi yetimdir.Yetimden ne olur?
Gör bak neler olur.

**

Namık Kemal'in padişahın emriyle okunması yasaktır.
Padişah-ı Ali-şan ve halife-i ma'delet unvan efendimiz yasakladığına göre bir bildiği vardır.
Var tabi. Çünkü bu adamlar idarecilerin hesap verdiği bir memleket olsun, ilmin, fennin, yani aklın hükmü olsun istiyorlar. Memleket sırf babası padişahtı diye tek bir kişinin eline kalmasın istiyorlar.
Bunu söylemekte suç olmasın diyorlar. Kanun olsun, nizam olsun, yanisi, hürriyet olsun diyorlar kardeşim!
Bu adamlar dediğiniz kim?
Bu adamlar Namık Kemal'ler, Mehmet Emin'le. Bizim Voltaire'lerimiz, Russo'larımız. Fikri ihtilalimizin ve terakkimizin mimarları. Ama biriler, siz gençler onları tanımayın istiyorlar.
Kazamız mübarek olsun.
Yaşasın millet, yaşasın vatan!
**
Mustafa Kemal, Selanik. Buraya ifadenizi yazacaksınız. Komitacılık yaptığınızi anarşist faaliyetleriniz, Sultanımız Abdülhamid Han'a suikast tertibiniz. Bütün tafsilatıyla yazınız.
Buradan bir imza atmadan çıkmanız ihtimal dahilinde değil. Suçunuzu kabul ve işbirlikçilerinizi ifşa ediniz.

İmza atmadan buradan çıkamayacağınızı söylemiştim. Bana inanmadınız. Daha ne kadar tahammül edeceksiniz? Yazmanız icap eden birkaç isim. Serbest bırakılmanızı bizzat temin edeceğim. Hem de derhal. Sizden hayırlı haber bekleyen validenizi düşünün. Hatta bizzat kendisinin İstanbul'a icabetini, size olan hasretini biraz olsun gidermesini sağlayalım.
Annecağızımı ağzınıza alışınız, saplandığınız batağı yakışır biçimde anlatıyor. Lakin, ben size ahvalinizi biraz ddaha tafsilatlı anlatayım. Tutukladığınız hiç kimse konuşmamıştır, konuşmayacaktır. İtham ve iftiralarınız yersizdir. Aramızda kimsenin Sultan Abdülhamid'e suikast gibi bir derdi yoktur, olmamıştır. Lakin buyrunuz, bizi mahkeme ediniz. Anlaşıldı, siz bilirsiniz. Bir husus daha var. Sultanımız şunu da hesap etmelidir ki, bizler mahkum yahut idam edildiğimiz vakit, cephede Devlet'i Ali için kim savaşaktır? Hayatında savaş meydanı görmemiş, hatta kimi saraydan çıkmamış, göğsündeki bütün madalyaları sultanın etrafında koşturarak edinmiş sözde paşalar mı? Bulduğu ilk fırsatta birbirini sırtından vuran saray soytarıları mı? Biraz evvel annecağızımın bana olan hasretinden bahsettiniz. Peki siz zabit efendi, evladınızın, bu adamların emrinde savaşa gitmesine razı gelir miydiniz? Şimdi çıkabilirsiniz.

**
Bizden başka kişiden korkmalarına lüzum yok ki.
Ne demek o?
Yahu, Avrupa'dan mı korkacaklar? Avrupa memnun zaten bu adamların bu halinden. Böyle Osmanlı'ya can feda. Mısır'ı alır elinden ses çıkarmaz. Tunus'u alır ses çıkarmaz, Bosna'yı alır ses çıkarmaz. Tek kurşun atmadan. Yahu memleket bitmiş zaten borç batağında. Yuları da vermişsin Düyun-i Umumiye'nin eline. Böyle Mithat Paşa gibi gayretli, halkçı bir sadrazam çıktı mı? Gavura bırakmadan bunlar alıyor kellesini.
Olur mu canım? Mithat Paşa şirpençeden öldü yanlış biliyorsun sen.
Tamam işte. Daha ne istersin gavur olsan? İçimizi karattın yahu.
Doğruyu söylüyor, çareyi de söylüyor.
Bakın arkadaşlar sömürgecilerin tek bir derdi var. Pazarlık yapabilecekleri tek muhattapları olsun, o da herkese sözünü geçirsin, onu dinlesin. Ama onlardaki gibi farklı fikirler olursa, temsil olursa, o vakit kimse bizi sürdüremez. Vatan bizim vatanımız. Hürriyette hakkımız.
Şam'a mı sürdüler. Peki. Fizan'a da sürseler.

Atatürk 1881 - 1919 - Bölüm 1



Haklısın idarenin de ihmali var bu hususta.
İdare kim? O zabit kolağası mı?
O da. Vali de, kumandan da..
Kim onları vali, kumandan yapmış?
Sadrazam.
Onu kim sadrazam yapmış?
Padişah efendimiz.
Padişahı kim padişah yaptı?
Babası.Babası da padişahtı.
Benim babam öldü. Ben ne olacağım?

**

Zübeyde rahat bırak bu çocuğu.
Yetimdir bu abi yetimdir.Yetimden ne olur?
Gör bak neler olur.

**

Namık Kemal'in padişahın emriyle okunması yasaktır.
Padişah-ı Ali-şan ve halife-i ma'delet unvan efendimiz yasakladığına göre bir bildiği vardır.
Var tabi. Çünkü bu adamlar idarecilerin hesap verdiği bir memleket olsun, ilmin, fennin, yani aklın hükmü olsun istiyorlar. Memleket sırf babası padişahtı diye tek bir kişinin eline kalmasın istiyorlar.
Bunu söylemekte suç olmasın diyorlar. Kanun olsun, nizam olsun, yanisi, hürriyet olsun diyorlar kardeşim!
Bu adamlar dediğiniz kim?
Bu adamlar Namık Kemal'ler, Mehmet Emin'le. Bizim Voltaire'lerimiz, Russo'larımız. Fikri ihtilalimizin ve terakkimizin mimarları. Ama biriler, siz gençler onları tanımayın istiyorlar.
Kazamız mübarek olsun.
Yaşasın millet, yaşasın vatan!
**
Mustafa Kemal, Selanik. Buraya ifadenizi yazacaksınız. Komitacılık yaptığınızi anarşist faaliyetleriniz, Sultanımız Abdülhamid Han'a suikast tertibiniz. Bütün tafsilatıyla yazınız.
Buradan bir imza atmadan çıkmanız ihtimal dahilinde değil. Suçunuzu kabul ve işbirlikçilerinizi ifşa ediniz.

İmza atmadan buradan çıkamayacağınızı söylemiştim. Bana inanmadınız. Daha ne kadar tahammül edeceksiniz? Yazmanız icap eden birkaç isim. Serbest bırakılmanızı bizzat temin edeceğim. Hem de derhal. Sizden hayırlı haber bekleyen validenizi düşünün. Hatta bizzat kendisinin İstanbul'a icabetini, size olan hasretini biraz olsun gidermesini sağlayalım.
Annecağızımı ağzınıza alışınız, saplandığınız batağı yakışır biçimde anlatıyor. Lakin, ben size ahvalinizi biraz ddaha tafsilatlı anlatayım. Tutukladığınız hiç kimse konuşmamıştır, konuşmayacaktır. İtham ve iftiralarınız yersizdir. Aramızda kimsenin Sultan Abdülhamid'e suikast gibi bir derdi yoktur, olmamıştır. Lakin buyrunuz, bizi mahkeme ediniz. Anlaşıldı, siz bilirsiniz. Bir husus daha var. Sultanımız şunu da hesap etmelidir ki, bizler mahkum yahut idam edildiğimiz vakit, cephede Devlet'i Ali için kim savaşaktır? Hayatında savaş meydanı görmemiş, hatta kimi saraydan çıkmamış, göğsündeki bütün madalyaları sultanın etrafında koşturarak edinmiş sözde paşalar mı? Bulduğu ilk fırsatta birbirini sırtından vuran saray soytarıları mı? Biraz evvel annecağızımın bana olan hasretinden bahsettiniz. Peki siz zabit efendi, evladınızın, bu adamların emrinde savaşa gitmesine razı gelir miydiniz? Şimdi çıkabilirsiniz.

**
Bizden başka kişiden korkmalarına lüzum yok ki.
Ne demek o?
Yahu, Avrupa'dan mı korkacaklar? Avrupa memnun zaten bu adamların bu halinden. Böyle Osmanlı'ya can feda. Mısır'ı alır elinden ses çıkarmaz. Tunus'u alır ses çıkarmaz, Bosna'yı alır ses çıkarmaz. Tek kurşun atmadan. Yahu memleket bitmiş zaten borç batağında. Yuları da vermişsin Düyun-i Umumiye'nin eline. Böyle Mithat Paşa gibi gayretli, halkçı bir sadrazam çıktı mı? Gavura bırakmadan bunlar alıyor kellesini.
Olur mu canım? Mithat Paşa şirpençeden öldü yanlış biliyorsun sen.
Tamam işte. Daha ne istersin gavur olsan? İçimizi karattın yahu.
Doğruyu söylüyor, çareyi de söylüyor.
Bakın arkadaşlar sömürgecilerin tek bir derdi var. Pazarlık yapabilecekleri tek muhattapları olsun, o da herkese sözünü geçirsin, onu dinlesin. Ama onlardaki gibi farklı fikirler olursa, temsil olursa, o vakit kimse bizi sürdüremez. Vatan bizim vatanımız. Hürriyette hakkımız.
Şam'a mı sürdüler. Peki. Fizan'a da sürseler.

Adawong bunu beğendi.
 
Alt 11 Temmuz 2025, 01:47   #40
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

M3GAN 2.0 (2025)





Evet. Dünya bir kriz yaşıyor. Ebeveynlik görevlerimizi, çocuklarımın beyinlerini elektronik depomin dozlarıyla dolduran cihazlara devrediyoruz. Çocuğunuza kokain vermezsiniz dimi
? Öyleyse niye akıllı telefon veriyorsunuz?

Cristian'ın eylemleri affedilmez olsa da, o bir konuda çok haklıydı. Teknoloji konusunda daha güvenli yazılara ihtiyacımız var. Geleceği engellemek için değil, ona hazırlıklı olmak için gerekli. Biz en iyi örneği göstermedikçe yapay zekadan en iyisini bekleyemeyiz. Biz ona öğretmeliyiz, eğitmeliyiz, zaman ayırmalıyız. Karşılığında ne alacağımızı düşünmeden yapmalıyız. Özünde daha iyi ebeveynler olmamız gerekiyor. Böylece güçlerinin gerçek boyutunu anladıkları o gün geldiğinde düşman yerine müttefikimiz olmayı seçebilirler. İnsanlık anlamadığı şeyleri öğrenme fırsatını değerlendirmek yerine, her zaman hızlıca kınama eğiliminde olmuştur; ancak son deneyimlerim bana belki de en büyük gücümüzün fikrimizi değiştirme yeteneği olduğunu öğretti. Evet bu gelişebilmemizin tek yolu. Ya da daha doğrusu duruma göre birlikte gelişebilmemizin yolu. Çünkü varoluş bir rekabet olmak zorunda değildir.

M3GAN 2.0 (2025)





Evet. Dünya bir kriz yaşıyor. Ebeveynlik görevlerimizi, çocuklarımın beyinlerini elektronik depomin dozlarıyla dolduran cihazlara devrediyoruz. Çocuğunuza kokain vermezsiniz dimi
? Öyleyse niye akıllı telefon veriyorsunuz?

Cristian'ın eylemleri affedilmez olsa da, o bir konuda çok haklıydı. Teknoloji konusunda daha güvenli yazılara ihtiyacımız var. Geleceği engellemek için değil, ona hazırlıklı olmak için gerekli. Biz en iyi örneği göstermedikçe yapay zekadan en iyisini bekleyemeyiz. Biz ona öğretmeliyiz, eğitmeliyiz, zaman ayırmalıyız. Karşılığında ne alacağımızı düşünmeden yapmalıyız. Özünde daha iyi ebeveynler olmamız gerekiyor. Böylece güçlerinin gerçek boyutunu anladıkları o gün geldiğinde düşman yerine müttefikimiz olmayı seçebilirler. İnsanlık anlamadığı şeyleri öğrenme fırsatını değerlendirmek yerine, her zaman hızlıca kınama eğiliminde olmuştur; ancak son deneyimlerim bana belki de en büyük gücümüzün fikrimizi değiştirme yeteneği olduğunu öğretti. Evet bu gelişebilmemizin tek yolu. Ya da daha doğrusu duruma göre birlikte gelişebilmemizin yolu. Çünkü varoluş bir rekabet olmak zorunda değildir.

__________________

 
  

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
film, replikleri


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 3 (0 üye ve 3 konuk)
 
Seçenekler
Görüntüleme stilleri

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Forum saati; Türkiye'ye göre ayarlanmış olup, şu an saat: 12:22.

Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions Inc.

ForumKalbi, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır.

ForumKalbi.Com; 5651 sayılı kanun uyarınca yer sağlayıcı niteliğini haiz bir genel forum sitesidir. Sitemizde yapılan paylaşımlar, moderasyon ekibimizin onayına dahil olmadan direkt yayınlanmaktadır. 5237 sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu) ve 5651 Sayılı Kanun'un ilgili maddelerini ihlal eden kişilerin IP adresi ve sair kişisel verileri işlenmekte; yetkili merci tarafından müzekkere (Resmi Üst Yazı), tarafımıza tanzim edildiği takdirde paylaşılacaktır. Hukuka aykırı bir içerik paylaşımının olduğunu düşündüğünüz mesaj, konu ya da görseli içeren forum gönderilerini; İLETİŞİM bağlantısındaki formu doldurarak iletebilirsiniz. 48 saat içerisinde mevcut şikâyetiniz üzerinden tarafınıza ulaşılacak, gerekli işlemler tesis edilecektir.