Forum Logo  

Geri Git   ForumKalbi.Com > Görsel ve İşitsel Sanat Yapıtları > Sinema

Sinema Beyaz perde hakkında bilgiler ve haberler


Film Replikleri

Beyaz perde hakkında bilgiler ve haberler


Kullanıcı Etiket Listesi

Like Tree45Beğeniler

  
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 11 Eylül 2024, 23:19   #21
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

The Big Lebowski - Büyük
Lebowski (1998) Replikleri





“Size bir şey açıklamama izin verin, ben Bay Lebowski değilim, siz Bay Lebowski’siniz. Ben Ahbap’ım. Bana böyle diyebilirsiniz.”





“Bilirsiniz, “ahbap” ya da “adamım” ya da, “dostum”, ya da “el ahbap” gibi.”

“Eğer istersen hiçbir şey hayal değildir.”





“Hayat durup senin ona yetişmeni beklemiyor seni lanet olası iğrenç pislik çuvalı.”





“Radyoyu kapatır mısın? Çok zor bir gece geçirdim ve lanet olası Eagles’dan nefret ediyorum.”


“Tıpkı Lenin’in dediği gibi. Çıkar elde edebileceğin insanı ararsın.”





“Bir erkeği erkek yapan nedir Bay Lebowski?”





+ “Bilemiyorum bayım.”

– “Neye mal olursa olsun doğru şeyi yapmaya hazır olmak olabilir mi? Bir erkeği erkek yapan bu değil mi?”

+ “Elbette bu ve bir çift testis.”

“Bazen sen balığı yersin, bazen de balık seni.”




“Sizin hikâyeniz varsa benim de var.”




“Hayat bazen çok karmaşıktır.”

“Bu sabah kendimi çok boktan hissediyorum dostum. Tam bir çöküntü halindeyim. Biraz para kaybettim…”





-“Salla gitsin. Unut gitsin bunu.”

-“Evet, s*ktir et ya. Boktan şeyler için üzülecek değilim. Hayat devam ediyor dostum.”

. “Oraya Los Angeles derlerdi. Meleklerin Şehri… Tam olarak böyle olmadığını sonradan fark etmiştim.”




“Ahbap’ın tek istediğiyse, halısını almaktı. Aç gözlü değil.”




Lebowski: “Kahrolası halı odayı dolu gösteriyordu dostum!”


Walter: “Senin kahrolası halındı ahbap.”

Donny: “Ahbapın halısına ne olmuş Walter?”

Walter: “Donny kapa çeneni! kahrolası deve seviciler senin halını çaldılar ahbap.”

Lebowski: “Benim kahrolası halım.”

Walter: “Lanet halı senindi ahbap.”

Lebowski: “Kahrolası halı odayı dolu gösteriyordu.”

“Onlar Nazi mi?”




-“Hayır onlar nihilist.”

“İşin güzel tarafı basitliğinde saklı. Eğer plan çok karmaşıklaşırsa, yanlış gidecek şeylerin sayısı da artar.”



The Big Lebowski - Büyük
Lebowski (1998) Replikleri





“Size bir şey açıklamama izin verin, ben Bay Lebowski değilim, siz Bay Lebowski’siniz. Ben Ahbap’ım. Bana böyle diyebilirsiniz.”





“Bilirsiniz, “ahbap” ya da “adamım” ya da, “dostum”, ya da “el ahbap” gibi.”

“Eğer istersen hiçbir şey hayal değildir.”





“Hayat durup senin ona yetişmeni beklemiyor seni lanet olası iğrenç pislik çuvalı.”





“Radyoyu kapatır mısın? Çok zor bir gece geçirdim ve lanet olası Eagles’dan nefret ediyorum.”


“Tıpkı Lenin’in dediği gibi. Çıkar elde edebileceğin insanı ararsın.”





“Bir erkeği erkek yapan nedir Bay Lebowski?”





+ “Bilemiyorum bayım.”

– “Neye mal olursa olsun doğru şeyi yapmaya hazır olmak olabilir mi? Bir erkeği erkek yapan bu değil mi?”

+ “Elbette bu ve bir çift testis.”

“Bazen sen balığı yersin, bazen de balık seni.”




“Sizin hikâyeniz varsa benim de var.”




“Hayat bazen çok karmaşıktır.”

“Bu sabah kendimi çok boktan hissediyorum dostum. Tam bir çöküntü halindeyim. Biraz para kaybettim…”





-“Salla gitsin. Unut gitsin bunu.”

-“Evet, s*ktir et ya. Boktan şeyler için üzülecek değilim. Hayat devam ediyor dostum.”

. “Oraya Los Angeles derlerdi. Meleklerin Şehri… Tam olarak böyle olmadığını sonradan fark etmiştim.”




“Ahbap’ın tek istediğiyse, halısını almaktı. Aç gözlü değil.”




Lebowski: “Kahrolası halı odayı dolu gösteriyordu dostum!”


Walter: “Senin kahrolası halındı ahbap.”

Donny: “Ahbapın halısına ne olmuş Walter?”

Walter: “Donny kapa çeneni! kahrolası deve seviciler senin halını çaldılar ahbap.”

Lebowski: “Benim kahrolası halım.”

Walter: “Lanet halı senindi ahbap.”

Lebowski: “Kahrolası halı odayı dolu gösteriyordu.”

“Onlar Nazi mi?”




-“Hayır onlar nihilist.”

“İşin güzel tarafı basitliğinde saklı. Eğer plan çok karmaşıklaşırsa, yanlış gidecek şeylerin sayısı da artar.”



Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 13 Eylül 2024, 01:52   #22
Çevrimiçi
 
Sürmenaj kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Bu filmi listeme almıştım

Bu filmi listeme almıştım

Asrevya bunu beğendi.
 
Alt 14 Eylül 2024, 21:17   #23
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi - Portrait de la jeune fille en feu (2019)



Senelerdir bunun hayalini kuruyordum.
- Ölmenin mi?
Koşmanın.




Yüzünün hiç güldüğünü görmedim.
-Güldürmeyi denediniz mi?



Sizce ölmek istedi mi?
-Bu soruyu korkmadan telaffuz eden ilk kişisiniz.
Siz hariç sanırım.
-Yükses sesle değilim ama evet.
Son mektubunda özür diliyordu, sebepsiz yere.
- Sizce neden özür diliyordu.
Kaderini bana bıraktığı için.
- Korkunç bir şey gibi söylediniz.
Evliliğim hakkında ne biliyorsunuz?
-Milanolu bir beyefendiyle evlendirilecektiniz. O kadar.
Ben de bu kadar biliyorum. Neden endişelendirdiğini anlıyorsundur.
-Öyle söyleyince evet.
Olduğu gibi söylüyorum.
-Manastırda kalmayı mı tercih ederdiniz?
Avantajları olan bir hayat. Kütüphane var. Şarkı söyleyip dinleyebiliyorsun. Eşitlik de hoş bir duygu.
- Ben manastırı adaletsiz bulmuştum. İlk komünümden sonra ayrılmıştım. Defterimin kenarlarına resim çizdiğim için cezalandırmışlardı.
Resim mi çiziyorsunuz?
-Evet, biraz.
Peki ya siz ne zaman evleneceksiniz?
-Evlenecek miyim bilmiyorum.
Zorunda değil misiniz?
-Değilim. Babamın mesleğini devralacağım.
Seçim şansınız var. Bu yüzden anlamıyorsunuz.
-Anlıyorum seni.



Eğer Paris'e dönmek istemiyorsan portresini yaptırmak isteyen bir arkadaşım var. Çok kolay olmayacak. Çünkü arkadaşım biraz çirkindir. Çok çirkindir. Beni güldürdünüz, çok uzun zamandır gülmemiştim.
- Ben bir şey yapmadım.
Burdasınız. Gülmek için iki kişi gerekir.



-Anneniz izin verdi yarın yalnızsınız. Özgürsünüz.
Özgürlük yalnız olmak mıdır?
-Öyle değil mi sence?
Yarın söylerim.
-Milano müzik şehridir.
O zaman Milano için sabırsızlanıyorum.
-Güzel şeyler de olacak demek istiyorum.
Diyorsun ki zaman zaman kendimi avutacağım.



Bu ben miyim?
-Evet.
Beni böyle mi görüyorsunuz?
-Sadece ben değil.
Ne demek sadece ben değil?
-Adab-ı erkan ve fikirler var.
Hayat yok mu diyorsun? Varlık yok.
- Senin varlığın gerçekten yoksun geçici duygulardan oluşuyor.
Her şey geçici değildir. Bazı duygular derindir. Benim bunları anlamamı anlayabiliyorum. Ama senin anlayamaman üzücü geliyor.
-Anlamadığımı nereden biliyorsun? Sanat eleştirmeni olduğunu bilmiyordum.
Ben de senin ressam olduğunu bilmiyordum.

-Güldüremiyorum seni. Yaptığımı sanıyorum bir anda kayboluyor.
Öfke her zaman öne çıkıyor. Özellikle sende.
-Seni üzmek istememiştim.
Üzmedin.
- Üzdüğüm belli oluyor. Duygulandığın zaman böyle yapıyorsun. Utandığında dudaklarını ısırıyorsun. Sinirlendiğinde ise gözünü kırpmıyorsun.
Her şeyi de biliyorum.
- Üzgünüm ama senin yerinde olmak istemezdim.
Aynı yerdeyiz. Tam olarak aynı yerde. Gel buraya. Yaklaş. Oraya bak. Eğer sen bana bakarsan ben kime bakacağım? Ne söyleyeceğini bilmediğin zaman alnına dokunuyorsun. Kontrolü kaybettiğinde kaşlarını kaldırıyorsun. Rahatsız olduğunuzda ise ağzınızdan nefes alıyorsunuz.



-Korkup kaçtın sandım.
Haklısın. Korktum. Bütün aşıklar bir şey icat ettiğini mi sanır? Bu hareketleri biliyorum. Seni beklerken hayalini kurdum.
-Beni mi hayal ettin?
Hayır. Seni düşündüm.



Bu seferkini beğendim.
-Belki seni daha iyi tanıdığım içindir.
Belki ben değişmişimdir.
-Belki de.
Bir önceki resmi benim için yok etmedin. Kendin için yaptın.
-Bunu da yok etmek istiyorum.
Neden?
-Bununla birlikte seni başkasına veriyorum.
Korkunç bir durum. Bana biraz sahip oldun diye bana karşı kin besliyorsun.
-Hayır.
Evet öyle. Sen de biliyorsun. Artık benim tarafımda değilsin.. Gelecek için evliliğim için beni suçluyorsun. Beni desteklemiyorsun.
-Haklısın.
Devam et. Söyle kalbindeki sıkıntıyı.Daha cesur olduğuna inanıyordum.
-Ben de senin öyle.
Bu kadar o zaman. Beni söz dinleyen biri olarak görüyorsun. Daha da kötüsü beni işbirlikçi olarak hayal ediyorsun. Zevkimi hayal ediyorsun.
-Umuttan kaçmanın bir yolu.
Seni rahatlatacaksa beni mutlu veya mutsuz düşün. Ama suçlu olarak düşünme. Direnmemi tercih ederdin.
-Evet.
Direnmemi istiyor musun peki? Cevap ver.
-Hayır.



Yeni bir şey hissediyorum.
-Neymiş?
Pişmanlık.
-Pişmanlık duyma. Hatırla. Mutfakta uyuyakaldığını hatırlayacağım.
Seni kart oyununda yenişimde. Bana baktığın sert bakışları hatırlayacağım.
-Güldüğün ilk anı hatırlayacağım. Komik olmak için baya uğraşmıştım. Vaktimi harcamıştım.
Ben de vaktimi harcadım. Seni öpmek istediğim ilk anı hatırlayacağım.
-Ne zamandı?
Fark etmedin mi?
-Ziyafette şenlik ateşinin yanında.
İstemiştim evet ama ilk o değildi.
-Söyle o zaman.
Hayır sen söyle.
-Aşık olup olmadığımı sorduğun anda. Cevaba `evet' diyebilirdim. "Şimdi oldum" diyebilirdim.

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi - Portrait de la jeune fille en feu (2019)



Senelerdir bunun hayalini kuruyordum.
- Ölmenin mi?
Koşmanın.




Yüzünün hiç güldüğünü görmedim.
-Güldürmeyi denediniz mi?



Sizce ölmek istedi mi?
-Bu soruyu korkmadan telaffuz eden ilk kişisiniz.
Siz hariç sanırım.
-Yükses sesle değilim ama evet.
Son mektubunda özür diliyordu, sebepsiz yere.
- Sizce neden özür diliyordu.
Kaderini bana bıraktığı için.
- Korkunç bir şey gibi söylediniz.
Evliliğim hakkında ne biliyorsunuz?
-Milanolu bir beyefendiyle evlendirilecektiniz. O kadar.
Ben de bu kadar biliyorum. Neden endişelendirdiğini anlıyorsundur.
-Öyle söyleyince evet.
Olduğu gibi söylüyorum.
-Manastırda kalmayı mı tercih ederdiniz?
Avantajları olan bir hayat. Kütüphane var. Şarkı söyleyip dinleyebiliyorsun. Eşitlik de hoş bir duygu.
- Ben manastırı adaletsiz bulmuştum. İlk komünümden sonra ayrılmıştım. Defterimin kenarlarına resim çizdiğim için cezalandırmışlardı.
Resim mi çiziyorsunuz?
-Evet, biraz.
Peki ya siz ne zaman evleneceksiniz?
-Evlenecek miyim bilmiyorum.
Zorunda değil misiniz?
-Değilim. Babamın mesleğini devralacağım.
Seçim şansınız var. Bu yüzden anlamıyorsunuz.
-Anlıyorum seni.



Eğer Paris'e dönmek istemiyorsan portresini yaptırmak isteyen bir arkadaşım var. Çok kolay olmayacak. Çünkü arkadaşım biraz çirkindir. Çok çirkindir. Beni güldürdünüz, çok uzun zamandır gülmemiştim.
- Ben bir şey yapmadım.
Burdasınız. Gülmek için iki kişi gerekir.



-Anneniz izin verdi yarın yalnızsınız. Özgürsünüz.
Özgürlük yalnız olmak mıdır?
-Öyle değil mi sence?
Yarın söylerim.
-Milano müzik şehridir.
O zaman Milano için sabırsızlanıyorum.
-Güzel şeyler de olacak demek istiyorum.
Diyorsun ki zaman zaman kendimi avutacağım.



Bu ben miyim?
-Evet.
Beni böyle mi görüyorsunuz?
-Sadece ben değil.
Ne demek sadece ben değil?
-Adab-ı erkan ve fikirler var.
Hayat yok mu diyorsun? Varlık yok.
- Senin varlığın gerçekten yoksun geçici duygulardan oluşuyor.
Her şey geçici değildir. Bazı duygular derindir. Benim bunları anlamamı anlayabiliyorum. Ama senin anlayamaman üzücü geliyor.
-Anlamadığımı nereden biliyorsun? Sanat eleştirmeni olduğunu bilmiyordum.
Ben de senin ressam olduğunu bilmiyordum.

-Güldüremiyorum seni. Yaptığımı sanıyorum bir anda kayboluyor.
Öfke her zaman öne çıkıyor. Özellikle sende.
-Seni üzmek istememiştim.
Üzmedin.
- Üzdüğüm belli oluyor. Duygulandığın zaman böyle yapıyorsun. Utandığında dudaklarını ısırıyorsun. Sinirlendiğinde ise gözünü kırpmıyorsun.
Her şeyi de biliyorum.
- Üzgünüm ama senin yerinde olmak istemezdim.
Aynı yerdeyiz. Tam olarak aynı yerde. Gel buraya. Yaklaş. Oraya bak. Eğer sen bana bakarsan ben kime bakacağım? Ne söyleyeceğini bilmediğin zaman alnına dokunuyorsun. Kontrolü kaybettiğinde kaşlarını kaldırıyorsun. Rahatsız olduğunuzda ise ağzınızdan nefes alıyorsunuz.



-Korkup kaçtın sandım.
Haklısın. Korktum. Bütün aşıklar bir şey icat ettiğini mi sanır? Bu hareketleri biliyorum. Seni beklerken hayalini kurdum.
-Beni mi hayal ettin?
Hayır. Seni düşündüm.



Bu seferkini beğendim.
-Belki seni daha iyi tanıdığım içindir.
Belki ben değişmişimdir.
-Belki de.
Bir önceki resmi benim için yok etmedin. Kendin için yaptın.
-Bunu da yok etmek istiyorum.
Neden?
-Bununla birlikte seni başkasına veriyorum.
Korkunç bir durum. Bana biraz sahip oldun diye bana karşı kin besliyorsun.
-Hayır.
Evet öyle. Sen de biliyorsun. Artık benim tarafımda değilsin.. Gelecek için evliliğim için beni suçluyorsun. Beni desteklemiyorsun.
-Haklısın.
Devam et. Söyle kalbindeki sıkıntıyı.Daha cesur olduğuna inanıyordum.
-Ben de senin öyle.
Bu kadar o zaman. Beni söz dinleyen biri olarak görüyorsun. Daha da kötüsü beni işbirlikçi olarak hayal ediyorsun. Zevkimi hayal ediyorsun.
-Umuttan kaçmanın bir yolu.
Seni rahatlatacaksa beni mutlu veya mutsuz düşün. Ama suçlu olarak düşünme. Direnmemi tercih ederdin.
-Evet.
Direnmemi istiyor musun peki? Cevap ver.
-Hayır.



Yeni bir şey hissediyorum.
-Neymiş?
Pişmanlık.
-Pişmanlık duyma. Hatırla. Mutfakta uyuyakaldığını hatırlayacağım.
Seni kart oyununda yenişimde. Bana baktığın sert bakışları hatırlayacağım.
-Güldüğün ilk anı hatırlayacağım. Komik olmak için baya uğraşmıştım. Vaktimi harcamıştım.
Ben de vaktimi harcadım. Seni öpmek istediğim ilk anı hatırlayacağım.
-Ne zamandı?
Fark etmedin mi?
-Ziyafette şenlik ateşinin yanında.
İstemiştim evet ama ilk o değildi.
-Söyle o zaman.
Hayır sen söyle.
-Aşık olup olmadığımı sorduğun anda. Cevaba `evet' diyebilirdim. "Şimdi oldum" diyebilirdim.

Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 21 Kasım 2024, 21:12   #24
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Hayat Film replikleri




Milletin dediğine bakma sen. Onlar var ya adama zorla cinayet işlettirir, salak mıyım ben. Merak etme olmaz öyle şey.

- Tamam hadi buldun diyelim. Nabcaksın bu kızla, ne konuşacaksın?

Ona ne kötülük yaptığımı soracağım. Ben sana ne yaptım da bir şey demeden iki çift laf etmeden koyup kaçtın diyeceğim.

- Diyeceksin de ne olacak?

Ne demek ne olacak. Sebebini öğrenmiş olacağız. Benim gerçeği bilmeye hakkım yok mu? Hayat boyu bu belirsizlikle mi yaşayacağım. Gurursuz, haysiyetsiz bir insan mıyım ben? Hem ben ne yaptım ki ona. Tamam karşıma çıkmaya yüzü yok anladım. Ama en azından bir telefon açıp mesaj atıp bi’ haber gönderip “ya kardeşim ben seni istemiyorum seninle evlenmem şeytan görsün yüzünü” diyemez miydi? Dürüstçe böyle deseydi ben ne yapacaktım ona bir şey mi diyecektim.


- Boş boş konuşma Allah’ını seversen. Öyle bir şey söyler mi hiç. Kimse kimseye böyle bir şey söylemez. Nerede yaşıyorsun sen?

Söylemezse görecek o zaman. O şekilde bırakıp gitmenin ne demek olduğunu.

- Nasıl görecek?

Görecek işte.

- Oğlum az önce katil miyim ben diyordun.

Gene diyorum. Ama karşıma alıp bunu sormazsam, “ben sana ne yaptım” demezsem hayat boyu içimde kalacak. Bundan sonra buna hiçbir şey yapamam artık.

- Oğlum gel sen beni dinle. Sen elinden geleni yaptın. İçin rahat vicdanın temiz. Bundan sonrası artık onun bileceği iş. Ama Allah’ın da takdiri tabii. Anası babası bile peşini bırakmışken senin bu kızın peşinden koşman böyle sürünmen doğru mu Allah aşkına. Hele ki seni istemeyen sevmeyen bir kızın peşinden ısrarla illa ki olacaksın diye gitmek bunun bir adım ötesi başka bir şey ya. Hadi gel biz evimize dönelim. İş güç arkadaşlar derken unutulur gider. her şey de olacağına varır. Hadi oğlum dönelim evimize. Bak sana ilk defa bir şey anlatacağım. Dön dönme kendi kararın ama. Hayatın boyunca hiç unutma. Rahmetli baban öldükten sonra aradan bir yıl filan geçti. Biz alıştık gibi görünüyoruz ama yemiyoruz içmiyoruz eğlenmiyoruz gülmüyoruz falan öyle yaşıyoruz daha doğrusu yaşamaya çalışıyoruz. Bir gün dükkanda otururken aklıma bir şey takıldı. Ya biz kendi acımızdan başımızı kaldırıp da bu kız evde ne yapıyor iyi mi kötü mü bir sıkıntısı bir derdi var mı diye soramadık unuttuk. Annen geldi aklıma. Gencecik taze gelin. Rahmetli öldükten sonra anne babasının evine gitmek istemedi. Daha cenaze kalkmadan geldi bana. İzin verirsen ben ömrümün sonuna kadar ben burada kalmak oğlumu babasının evinde büyütmek istiyorum dedi. Yeter ki beni Yusuf’umun yanından ayırmayın dedi. Her hacetinizi görürüm. Yüzünüzü yere baktırmam kimseye laf ettirmem dedi. Bende tamam kızım nasıl istersen dedim. Aradan bi zaman geçti sen 3 yaşında filansın işte. Gene aldım karşıma. Önce hal hatır sordum. Nasılsın kızım iyi misin bir derdin sıkıntın var mı dedim. Bak sana bunu ilk defa söylüyorum. Baban nasıl oğlumsa amcan nasıl oğlumsa bir baba evlatlarını nasıl severse ben seni şu an nasıl seviyorsam o kızı da kendi öz kızımdan kendi evlatlarımdan daha çok sevdim. Öyle cesur öyle delikanlı tevekkül sahibi. Yok baba hiç bir derdim sıkıntım yok sayenizde dedi. Ama Yusuf’um olmadan yaşamak çok zor geliyor bana. Onun olmadığı yerde nefes alamıyorum dedi. Bir gün her şeyi Rızamı bile geride bırakıp onun yanına gitmek istiyorum dedi. Şaşırdım. Hiçbir şey söyleyemedim. O yaşıma kadar ben ne etrafımızda şurda burada böyle bir sevgi böyle bir aşk böyle bir sadakat görmedim ki bilmiyorum. Şurama bir ağrı çöktü kalbim öyle bir heyecanla çarptı ki kendimi tutamadım iki elimle elini öptüm yüzüme sürdüm. İşte o günden sonra hep bu korkuyla bu mübarek kadın bizi bırakıp giderse seni iyice öksüz koyarsa ne yaparız diye ödüm koparak yaşadım. Kimselere de bir şey söyleyemedim. Söylesem ne olacak zaten bu zamanda bu kimsenin kendinden başka kimseyi görmediği kimseye inanmadığı güvenmediği herkesin gırtlağına kadar tıka basa kendi kendiyle olduğu bu zamanda böyle bir şeyi kim nasıl anlayacak anlasa ne yapacak zaten. Neyse işte aradan bir ay geçti geçmedi. Bir akşam üstü koşarak bir çocuk geldi dükkana. Ama daha kapıdan girerken anladım ben. Burhan amca dedim Asiye yenge kendini asmış. İşte sen böyle bir annenin kuzususun oğlum. Seni sevmeyen seni istemeyen sevgisini senden esirgemeyen bir kadının peşinden koşma artık. Zorlayıp onu karım eşin yapmaya kalkma. Böyle bir evlilikten kimseye hayır gelmez. Hem kusura bakma gitmek isteyene dur demek ahlaksızlıktır namussuzluktur.


- Yeni bir ülke bulamazsın. Başka bir deniz bulamazsın nereye gitsen seninle gelir bu şehir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşırsın, aynı mahallede koşarsın. Aynı evlerde kır düşer saçlarına. Ölümden kurtuluş yok. E yok ama yine de böyle bir şeyler yapmak lazım. Bir atak bir hamle yapmak atraksiyonlu bulunmak lazım. Hiçbir şey yapmadan olmuyor insan kurtulamıyor. Biraz böyle kendini kandırmak gibi oluyor ama. İnsan bir faydasını görüyorsa kendini kandırabilmeli, hatta gerekiyorsa kendine yalan da söyleyebilmeli, düzeni bozabilmeli, alışkanlıkları parçalayabilmeli. Mesela sabah işe gitmemeli, öğlen yemeğini gece yarısında yemeli, çocukları okula göndermemeli. Yani bir şey yapmalı. Böyle olduğunda sıkıştırdığında bunaldığında kendini zorlanmış hissettiğinde bir değişiklik yapmak. Bir atak. Bir hamle yapmak. Eyleme geçmek. Bak doğru ifade bu ha. Evet. Eyleme geçmek, geçebilmek. O kötü durumlardan yanlış durumlardan kurtulmak için bir çaba sarfetmekten söz ediyorum. Düzeni bozmadan değişiklik yapmanın bir imkanı olsa hiç problem değil kılımı kıpırdatmam. O kadar zahmete niye katlanayım. Olmuyor olmuyor. Bir şey yapmadan bir şeyi değiştirmeden gitmiyor bu musibet.

Hayat Film replikleri




Milletin dediğine bakma sen. Onlar var ya adama zorla cinayet işlettirir, salak mıyım ben. Merak etme olmaz öyle şey.

- Tamam hadi buldun diyelim. Nabcaksın bu kızla, ne konuşacaksın?

Ona ne kötülük yaptığımı soracağım. Ben sana ne yaptım da bir şey demeden iki çift laf etmeden koyup kaçtın diyeceğim.

- Diyeceksin de ne olacak?

Ne demek ne olacak. Sebebini öğrenmiş olacağız. Benim gerçeği bilmeye hakkım yok mu? Hayat boyu bu belirsizlikle mi yaşayacağım. Gurursuz, haysiyetsiz bir insan mıyım ben? Hem ben ne yaptım ki ona. Tamam karşıma çıkmaya yüzü yok anladım. Ama en azından bir telefon açıp mesaj atıp bi’ haber gönderip “ya kardeşim ben seni istemiyorum seninle evlenmem şeytan görsün yüzünü” diyemez miydi? Dürüstçe böyle deseydi ben ne yapacaktım ona bir şey mi diyecektim.


- Boş boş konuşma Allah’ını seversen. Öyle bir şey söyler mi hiç. Kimse kimseye böyle bir şey söylemez. Nerede yaşıyorsun sen?

Söylemezse görecek o zaman. O şekilde bırakıp gitmenin ne demek olduğunu.

- Nasıl görecek?

Görecek işte.

- Oğlum az önce katil miyim ben diyordun.

Gene diyorum. Ama karşıma alıp bunu sormazsam, “ben sana ne yaptım” demezsem hayat boyu içimde kalacak. Bundan sonra buna hiçbir şey yapamam artık.

- Oğlum gel sen beni dinle. Sen elinden geleni yaptın. İçin rahat vicdanın temiz. Bundan sonrası artık onun bileceği iş. Ama Allah’ın da takdiri tabii. Anası babası bile peşini bırakmışken senin bu kızın peşinden koşman böyle sürünmen doğru mu Allah aşkına. Hele ki seni istemeyen sevmeyen bir kızın peşinden ısrarla illa ki olacaksın diye gitmek bunun bir adım ötesi başka bir şey ya. Hadi gel biz evimize dönelim. İş güç arkadaşlar derken unutulur gider. her şey de olacağına varır. Hadi oğlum dönelim evimize. Bak sana ilk defa bir şey anlatacağım. Dön dönme kendi kararın ama. Hayatın boyunca hiç unutma. Rahmetli baban öldükten sonra aradan bir yıl filan geçti. Biz alıştık gibi görünüyoruz ama yemiyoruz içmiyoruz eğlenmiyoruz gülmüyoruz falan öyle yaşıyoruz daha doğrusu yaşamaya çalışıyoruz. Bir gün dükkanda otururken aklıma bir şey takıldı. Ya biz kendi acımızdan başımızı kaldırıp da bu kız evde ne yapıyor iyi mi kötü mü bir sıkıntısı bir derdi var mı diye soramadık unuttuk. Annen geldi aklıma. Gencecik taze gelin. Rahmetli öldükten sonra anne babasının evine gitmek istemedi. Daha cenaze kalkmadan geldi bana. İzin verirsen ben ömrümün sonuna kadar ben burada kalmak oğlumu babasının evinde büyütmek istiyorum dedi. Yeter ki beni Yusuf’umun yanından ayırmayın dedi. Her hacetinizi görürüm. Yüzünüzü yere baktırmam kimseye laf ettirmem dedi. Bende tamam kızım nasıl istersen dedim. Aradan bi zaman geçti sen 3 yaşında filansın işte. Gene aldım karşıma. Önce hal hatır sordum. Nasılsın kızım iyi misin bir derdin sıkıntın var mı dedim. Bak sana bunu ilk defa söylüyorum. Baban nasıl oğlumsa amcan nasıl oğlumsa bir baba evlatlarını nasıl severse ben seni şu an nasıl seviyorsam o kızı da kendi öz kızımdan kendi evlatlarımdan daha çok sevdim. Öyle cesur öyle delikanlı tevekkül sahibi. Yok baba hiç bir derdim sıkıntım yok sayenizde dedi. Ama Yusuf’um olmadan yaşamak çok zor geliyor bana. Onun olmadığı yerde nefes alamıyorum dedi. Bir gün her şeyi Rızamı bile geride bırakıp onun yanına gitmek istiyorum dedi. Şaşırdım. Hiçbir şey söyleyemedim. O yaşıma kadar ben ne etrafımızda şurda burada böyle bir sevgi böyle bir aşk böyle bir sadakat görmedim ki bilmiyorum. Şurama bir ağrı çöktü kalbim öyle bir heyecanla çarptı ki kendimi tutamadım iki elimle elini öptüm yüzüme sürdüm. İşte o günden sonra hep bu korkuyla bu mübarek kadın bizi bırakıp giderse seni iyice öksüz koyarsa ne yaparız diye ödüm koparak yaşadım. Kimselere de bir şey söyleyemedim. Söylesem ne olacak zaten bu zamanda bu kimsenin kendinden başka kimseyi görmediği kimseye inanmadığı güvenmediği herkesin gırtlağına kadar tıka basa kendi kendiyle olduğu bu zamanda böyle bir şeyi kim nasıl anlayacak anlasa ne yapacak zaten. Neyse işte aradan bir ay geçti geçmedi. Bir akşam üstü koşarak bir çocuk geldi dükkana. Ama daha kapıdan girerken anladım ben. Burhan amca dedim Asiye yenge kendini asmış. İşte sen böyle bir annenin kuzususun oğlum. Seni sevmeyen seni istemeyen sevgisini senden esirgemeyen bir kadının peşinden koşma artık. Zorlayıp onu karım eşin yapmaya kalkma. Böyle bir evlilikten kimseye hayır gelmez. Hem kusura bakma gitmek isteyene dur demek ahlaksızlıktır namussuzluktur.


- Yeni bir ülke bulamazsın. Başka bir deniz bulamazsın nereye gitsen seninle gelir bu şehir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşırsın, aynı mahallede koşarsın. Aynı evlerde kır düşer saçlarına. Ölümden kurtuluş yok. E yok ama yine de böyle bir şeyler yapmak lazım. Bir atak bir hamle yapmak atraksiyonlu bulunmak lazım. Hiçbir şey yapmadan olmuyor insan kurtulamıyor. Biraz böyle kendini kandırmak gibi oluyor ama. İnsan bir faydasını görüyorsa kendini kandırabilmeli, hatta gerekiyorsa kendine yalan da söyleyebilmeli, düzeni bozabilmeli, alışkanlıkları parçalayabilmeli. Mesela sabah işe gitmemeli, öğlen yemeğini gece yarısında yemeli, çocukları okula göndermemeli. Yani bir şey yapmalı. Böyle olduğunda sıkıştırdığında bunaldığında kendini zorlanmış hissettiğinde bir değişiklik yapmak. Bir atak. Bir hamle yapmak. Eyleme geçmek. Bak doğru ifade bu ha. Evet. Eyleme geçmek, geçebilmek. O kötü durumlardan yanlış durumlardan kurtulmak için bir çaba sarfetmekten söz ediyorum. Düzeni bozmadan değişiklik yapmanın bir imkanı olsa hiç problem değil kılımı kıpırdatmam. O kadar zahmete niye katlanayım. Olmuyor olmuyor. Bir şey yapmadan bir şeyi değiştirmeden gitmiyor bu musibet.

Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 11 Aralık 2024, 18:28   #25
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Sapkın - Heretic (2024) Film Replikleri



Bence dindarlık güzel bir şey.

Evet bence bunu duymak bile çok önemli. Çünkü bazen dinimiz kültürün merkezi değil gibi geliyor.

Siliniyor dimi.

Evet zamanla.

Siz klise de yetiştiniz dimi?

Doğma büyüme.

Benim annem din değiştirmiş. Babam öldükten sonra birkaç kliseye gidip göz attık ne var ne yok, inanıyor muyuz diye görmek istedik.

Çok iyi anlıyorum, o hissi iyi bilirim. Gerçekten inandığınız bir öğretiye bağlı olmak çok önemlidir ve bu insanı fazla uğraştırabilir; ben bu mücadeleyi vermeye başlayalı uzun zaman oldu. Hangisi bu gerçek tek din?

Benim anladığım kadarıyla ruhani açıdan çok meraklı birisiniz. Joseph Smith de böyle biriydi. Joseph zamanında pek çok farklı yorumlamayı araştırmış. Katoliklik, metodistlik. Hiçbiri uygun gelmemiş ve bizim klisemizi kurmuş.

Benim anladığım kadarıyla yanlışsam düzeltin. Bir gece ona bir melek görünmüş. Adı da moranay. Ona evinin yakınında olan altın tabletlerin yerini göstermiş. Bu altın tabletlerin gizemli tercümesi de kaynağını işte bundan alır.

Sorum şu; çok eşlilikle ilgili ne düşünüyorsunuz.

Yani bana göre değil.

Dini açıdan bir soru mu soruyorsunuz.

Mormonluk tarihi kadınlara eşya muamelesi yapan çok eşlilik yapan erkeklerle doludur. Ama ben çağdaş vahiyler kitabının fikirlerine bayıldım. 1890’de kliseyi bu davranışlardan arındırmaya çalışmışlar. Bence bu konuşmaya değer bir konu. Yani demek istediğim şu tartışmamızın konusu klisenin itibarını lekelemiş. Tartışmalı bir uygulamayı yeni üye kazanması önündeki bir engeli vahiylerle bitirmiş olması. Tanrının elçisine ilettiği sözleri kullanarak günümüzde tatsızca görülecek provokatif bir yapıyı ortadan kaldırması.

Evet bana göre anlaması ilk başta zor olabilir ama çok eşlilik kan dökülen eski ve zor zamanlarda yeni katılımcılar oluşturmak adına ruhani bir misyondu ve birden çok eşinin olması topluluğu büyütmek için yapılmış bir şeydi.

Ama evet çağdaş zihinler için biraz tartışmalı.

Klişenin buna son vermesinin nedeni yanlış veya çirkin olması değildi, artık buna gerek kalmamasıydı.

Haklısın ama bence lütfen dilimin kusuruna bakmayın. Joseph Smith başka kadınlarla olan ilişkilerini meşru kılmak için çok eşlilik konseptinin arkasına sığınmış. Ve sanırım Joseph’in eşi, eşinin 16 yaşındaki hizmetçisiyle yatmasına çok üzülmüştür. Bana kalırsa sorgulamadan ilişkiye girebilmek için vahiyleri kullanma planı yapmış ve sonra insanlar da buna beğeni göstermiş. Yani büyük güç büyük sorumluluk getirir. Sanırım aktarmak niyetinde olduğum konu çok eşliliğin hiçbir şartta ruhani bir temeli olmadığıydı.

Bu konu biraz çarpıtılıyor.

Klisenin tarihi bunu vurguluyor ön ayak oluyor. Kötücül, beyin yıkama taktikleri.

Afedersiniz nereye varacağınızı anlamıyorum.

Eğer tanrının gönderdiği vahiyler günahlar ve yalancı insanların süzgecinden geçiyorsa o zaman bunların doğru olduğu ne malum.

Bize kattığı hisler sayesinde inanıyoruz.

İşte bu! Doğru cevap buydu. Gönülden katılıyorum. Tanrıyla aramızdaki kişisel ilişki konu bu.

Biz yönelttiğiniz bu soruyu piskopozumuzla konuşalım.

Şimdi ben teoloji çalışmaya başlayınca keşke öğrenmesem dediğim tek şey dinin zararlı olan yanlarıydı. Bir üniversite için araştırma yazısı yazıyordum ve önüme gelenleri yiyordum canım o anda ne istiyorsa. Farklı türleri inceledikçe, bu türlerle ilgilenerek tanrıya daha da yaklaştım ama çok çalıştım. Yüce tanrımızla kişisel ilişkimizi geliştirirken ne buldum biliyor musunuz? Ne bulduğumu söyleyim mi? Ne kadar öğrenirsen o kadar az bilirsin ve 50 yaşıma geldiğimde son 10 yıldır fast food gibi düşüncesizce tükettiğim din yüzünden gıdasız kalmaya başladım. Her tarikat mezhep ve öğreti doğrusu biziz diyordu ama doğru bilgiydi. Yakından bakınca da hiçbiri doğru gelmiyordu. Ben de başka ne olabilir dedim. Ve emin olun en doğru dini bulmak gibi amacım asla yoktu. Ama ne yazık ki buldum.


Ama bu konuyu düşünmenizi inanç süzgecinden geçirmenizi istiyorum. Siz tanrıya size küçük yaşta biri varolduğunu söylediği için mi inanıyorsunuz? Büyüdükçe şüphelerinizin artmasına rağmen hatta aksinin kanıtlarının olmasına rağmen. Babam sağlığını kaybetmeye başladığında hayatını Tanrı’nın mahvettiğini düşündünüz mü? Gerçek olmadığını bile bile sırf kendinizi rahatlatmak için mi aksi takdirde olacaklardan korkuttuğunuz için mi inanmaya devam ettiniz? Kokulu mumları yakmamın sebebi sırf biri öyle söylediği için inanmak konusunda düşünmenizi istememdi.


Sizler monoteistsiniz.

Yüce tanrımıza inanıyoruz evet.

Üç büyük monoteist din bulunmaktadır. Yahudilik, hristiyanlık ve islâm. Bunların adı büyük üçlü. Yahudilik; orjinal baskı. Htistiyanlık: En sevilen baskı. Ve islâm: en yeni ikinci en sevilen.

Mormon kitabınızı görebilir miyim.

Bu mormonlu. Yani soytarılar için en önemli baskı.

Bunlar aynı kaynağın alınıp değiştirilmiş halleridir. Yazılanlar aynı geçmişe sahip, aynı karakterlere farkı anlamlar yükleyerek farklı açılardan bakıyor.

Yahudilik tek tanrılı bütün dinlerin atasıdır. O yüzden de açık bir farkla en çok inanana sahip olması gerekir. Ama dünyanın sadece binde ikisi yahudilerin dinine inanır. Peki neden daha az inanılıyor, doğruluğu diğerlerinden daha mı az acaba?

Evet en az kişi onlar da var çünkü reklam yapmıyorlar. Sizin gibi insanları yok, kapı kapı dolaşıp umut satmıyorlar, şarkı satmıyorlar. Misyonerlerin pazarlamacıdan farkı yok biliyorsunuz. Sattığınız ürün bir fikir. Kapımı çalarsınız satarsınız belki alırım belki almam. Ama evimi sizi aldığımda bu kabul edilmiş sayılır. Bizler alışveriş üzerinden pazarlık ediyoruz. Bende bu akşam sizlere satmak istediğim fikre sahip olduğumu anlatıyorum.

Düşünceme göre bu taptığımız kutsal yazıtlar, eski insanlar tarafından yüzyıllardır anlatılan hikayelerin değiştirilmiş ve mitleştirilmiş hallerinden ibaret. Mantık olarak asla doğru ya da gerçek olamazlar. Bunlar kadim bir gerçekliğe çıkan yollardır. Bir kurtarıcının hikayesi. Mucizeler sergileyip daha sonra doğa üstü bir şekilde ölüp dirilme hikayesi gayet popülerdi. Ve İsa doğmadan binlerce yıl önce bile iyi bilinirdi.

Mitras: O da mucize sergilemiş, üzerinde hac işareti damgalanmış. Horus: Suda yürümüş, çarmığa gerilmiş 12 havarisi varmış. Krista: Marangozmuş. Annesi bakireymiş, nehirde vaftiz olmuş. Ölürken dirilmiş ve cennet katına yükselmiş. Bu küçük sergi tamamen 25 Aralık’ta doğmuş 12 tanrıdan oluşmaktadır ve hepsi İsa’dan önce varolmuşlar. Üzgünüm ama üst üste anlatılanları dikkate almamak mümkün değildir; çünkü elimizdeki hikayeler en sonunda başka bir yere çıkıyor. Yıldız savaşları bölüm 1 gizli tehlike. Inanabiliyormusun binlerce yılın ardından insanlar Carcar karakterini dini bir sembol olarak görüyor.

Her neyse.

Ne kadar korkunç değil mi? Öyle. Gerçekten öyle. Çok korkunç ben korktum. Konuşurken bile korkutuyor beni.

İnanç. Eğer Tanrı gerçekse ve kendine dokunanları görüyorsa ve biz yardım istemesek övmesek, yardım etmeyen egoya sahipse ve kendi yarattığı farklı cinsel yönelimli insanlardan nefret ediyorsa ben bundan korkarım.


İnançsızlık. Eğer tanrı yoksa ve uzayda yol alan bir taşın üstünde yol alan ve ölümsüzlük peşinde koşan zavallı bir karıncadan ibaretse işte bu da çok korkunç.

Klise ya gerçek ya da sahte. Klise ve tanrının Egemenliği yada ölüm. Katılıyor musunuz? Bunu söyleyen klisenizin 15. Başkanı desem katılır mıydınız. Ya hepsi gerçek ya da hepsi yalan.

Evet.

Peki. O zaman bu inançla hangi kapıdan çıkacağınıza karar verin.

Yani siz bizden inancımızı tartışmamızı mı istiyorsunuz?

Ve bunun eve gitmemizin bir etkisi olacak mı?

Size sunduğum seçenekler inanç ve inançsızlık. Ben diyorum ki bugün dünyada var olduğu saptanan 10 bin civarı dinin aslında sizin de içinizde olduğunuz kurmaca kliseden hiçbir farkı yok. Hepsi yalan. Kutsal bir şey asla olmadı. Kutsal yazıtlarınız masal ve sözünü ettiğim bu saçma oyunlar kadar boş ve kapitalist.



Sapkın - Heretic (2024) Film Replikleri



Bence dindarlık güzel bir şey.

Evet bence bunu duymak bile çok önemli. Çünkü bazen dinimiz kültürün merkezi değil gibi geliyor.

Siliniyor dimi.

Evet zamanla.

Siz klise de yetiştiniz dimi?

Doğma büyüme.

Benim annem din değiştirmiş. Babam öldükten sonra birkaç kliseye gidip göz attık ne var ne yok, inanıyor muyuz diye görmek istedik.

Çok iyi anlıyorum, o hissi iyi bilirim. Gerçekten inandığınız bir öğretiye bağlı olmak çok önemlidir ve bu insanı fazla uğraştırabilir; ben bu mücadeleyi vermeye başlayalı uzun zaman oldu. Hangisi bu gerçek tek din?

Benim anladığım kadarıyla ruhani açıdan çok meraklı birisiniz. Joseph Smith de böyle biriydi. Joseph zamanında pek çok farklı yorumlamayı araştırmış. Katoliklik, metodistlik. Hiçbiri uygun gelmemiş ve bizim klisemizi kurmuş.

Benim anladığım kadarıyla yanlışsam düzeltin. Bir gece ona bir melek görünmüş. Adı da moranay. Ona evinin yakınında olan altın tabletlerin yerini göstermiş. Bu altın tabletlerin gizemli tercümesi de kaynağını işte bundan alır.

Sorum şu; çok eşlilikle ilgili ne düşünüyorsunuz.

Yani bana göre değil.

Dini açıdan bir soru mu soruyorsunuz.

Mormonluk tarihi kadınlara eşya muamelesi yapan çok eşlilik yapan erkeklerle doludur. Ama ben çağdaş vahiyler kitabının fikirlerine bayıldım. 1890’de kliseyi bu davranışlardan arındırmaya çalışmışlar. Bence bu konuşmaya değer bir konu. Yani demek istediğim şu tartışmamızın konusu klisenin itibarını lekelemiş. Tartışmalı bir uygulamayı yeni üye kazanması önündeki bir engeli vahiylerle bitirmiş olması. Tanrının elçisine ilettiği sözleri kullanarak günümüzde tatsızca görülecek provokatif bir yapıyı ortadan kaldırması.

Evet bana göre anlaması ilk başta zor olabilir ama çok eşlilik kan dökülen eski ve zor zamanlarda yeni katılımcılar oluşturmak adına ruhani bir misyondu ve birden çok eşinin olması topluluğu büyütmek için yapılmış bir şeydi.

Ama evet çağdaş zihinler için biraz tartışmalı.

Klişenin buna son vermesinin nedeni yanlış veya çirkin olması değildi, artık buna gerek kalmamasıydı.

Haklısın ama bence lütfen dilimin kusuruna bakmayın. Joseph Smith başka kadınlarla olan ilişkilerini meşru kılmak için çok eşlilik konseptinin arkasına sığınmış. Ve sanırım Joseph’in eşi, eşinin 16 yaşındaki hizmetçisiyle yatmasına çok üzülmüştür. Bana kalırsa sorgulamadan ilişkiye girebilmek için vahiyleri kullanma planı yapmış ve sonra insanlar da buna beğeni göstermiş. Yani büyük güç büyük sorumluluk getirir. Sanırım aktarmak niyetinde olduğum konu çok eşliliğin hiçbir şartta ruhani bir temeli olmadığıydı.

Bu konu biraz çarpıtılıyor.

Klisenin tarihi bunu vurguluyor ön ayak oluyor. Kötücül, beyin yıkama taktikleri.

Afedersiniz nereye varacağınızı anlamıyorum.

Eğer tanrının gönderdiği vahiyler günahlar ve yalancı insanların süzgecinden geçiyorsa o zaman bunların doğru olduğu ne malum.

Bize kattığı hisler sayesinde inanıyoruz.

İşte bu! Doğru cevap buydu. Gönülden katılıyorum. Tanrıyla aramızdaki kişisel ilişki konu bu.

Biz yönelttiğiniz bu soruyu piskopozumuzla konuşalım.

Şimdi ben teoloji çalışmaya başlayınca keşke öğrenmesem dediğim tek şey dinin zararlı olan yanlarıydı. Bir üniversite için araştırma yazısı yazıyordum ve önüme gelenleri yiyordum canım o anda ne istiyorsa. Farklı türleri inceledikçe, bu türlerle ilgilenerek tanrıya daha da yaklaştım ama çok çalıştım. Yüce tanrımızla kişisel ilişkimizi geliştirirken ne buldum biliyor musunuz? Ne bulduğumu söyleyim mi? Ne kadar öğrenirsen o kadar az bilirsin ve 50 yaşıma geldiğimde son 10 yıldır fast food gibi düşüncesizce tükettiğim din yüzünden gıdasız kalmaya başladım. Her tarikat mezhep ve öğreti doğrusu biziz diyordu ama doğru bilgiydi. Yakından bakınca da hiçbiri doğru gelmiyordu. Ben de başka ne olabilir dedim. Ve emin olun en doğru dini bulmak gibi amacım asla yoktu. Ama ne yazık ki buldum.


Ama bu konuyu düşünmenizi inanç süzgecinden geçirmenizi istiyorum. Siz tanrıya size küçük yaşta biri varolduğunu söylediği için mi inanıyorsunuz? Büyüdükçe şüphelerinizin artmasına rağmen hatta aksinin kanıtlarının olmasına rağmen. Babam sağlığını kaybetmeye başladığında hayatını Tanrı’nın mahvettiğini düşündünüz mü? Gerçek olmadığını bile bile sırf kendinizi rahatlatmak için mi aksi takdirde olacaklardan korkuttuğunuz için mi inanmaya devam ettiniz? Kokulu mumları yakmamın sebebi sırf biri öyle söylediği için inanmak konusunda düşünmenizi istememdi.


Sizler monoteistsiniz.

Yüce tanrımıza inanıyoruz evet.

Üç büyük monoteist din bulunmaktadır. Yahudilik, hristiyanlık ve islâm. Bunların adı büyük üçlü. Yahudilik; orjinal baskı. Htistiyanlık: En sevilen baskı. Ve islâm: en yeni ikinci en sevilen.

Mormon kitabınızı görebilir miyim.

Bu mormonlu. Yani soytarılar için en önemli baskı.

Bunlar aynı kaynağın alınıp değiştirilmiş halleridir. Yazılanlar aynı geçmişe sahip, aynı karakterlere farkı anlamlar yükleyerek farklı açılardan bakıyor.

Yahudilik tek tanrılı bütün dinlerin atasıdır. O yüzden de açık bir farkla en çok inanana sahip olması gerekir. Ama dünyanın sadece binde ikisi yahudilerin dinine inanır. Peki neden daha az inanılıyor, doğruluğu diğerlerinden daha mı az acaba?

Evet en az kişi onlar da var çünkü reklam yapmıyorlar. Sizin gibi insanları yok, kapı kapı dolaşıp umut satmıyorlar, şarkı satmıyorlar. Misyonerlerin pazarlamacıdan farkı yok biliyorsunuz. Sattığınız ürün bir fikir. Kapımı çalarsınız satarsınız belki alırım belki almam. Ama evimi sizi aldığımda bu kabul edilmiş sayılır. Bizler alışveriş üzerinden pazarlık ediyoruz. Bende bu akşam sizlere satmak istediğim fikre sahip olduğumu anlatıyorum.

Düşünceme göre bu taptığımız kutsal yazıtlar, eski insanlar tarafından yüzyıllardır anlatılan hikayelerin değiştirilmiş ve mitleştirilmiş hallerinden ibaret. Mantık olarak asla doğru ya da gerçek olamazlar. Bunlar kadim bir gerçekliğe çıkan yollardır. Bir kurtarıcının hikayesi. Mucizeler sergileyip daha sonra doğa üstü bir şekilde ölüp dirilme hikayesi gayet popülerdi. Ve İsa doğmadan binlerce yıl önce bile iyi bilinirdi.

Mitras: O da mucize sergilemiş, üzerinde hac işareti damgalanmış. Horus: Suda yürümüş, çarmığa gerilmiş 12 havarisi varmış. Krista: Marangozmuş. Annesi bakireymiş, nehirde vaftiz olmuş. Ölürken dirilmiş ve cennet katına yükselmiş. Bu küçük sergi tamamen 25 Aralık’ta doğmuş 12 tanrıdan oluşmaktadır ve hepsi İsa’dan önce varolmuşlar. Üzgünüm ama üst üste anlatılanları dikkate almamak mümkün değildir; çünkü elimizdeki hikayeler en sonunda başka bir yere çıkıyor. Yıldız savaşları bölüm 1 gizli tehlike. Inanabiliyormusun binlerce yılın ardından insanlar Carcar karakterini dini bir sembol olarak görüyor.

Her neyse.

Ne kadar korkunç değil mi? Öyle. Gerçekten öyle. Çok korkunç ben korktum. Konuşurken bile korkutuyor beni.

İnanç. Eğer Tanrı gerçekse ve kendine dokunanları görüyorsa ve biz yardım istemesek övmesek, yardım etmeyen egoya sahipse ve kendi yarattığı farklı cinsel yönelimli insanlardan nefret ediyorsa ben bundan korkarım.


İnançsızlık. Eğer tanrı yoksa ve uzayda yol alan bir taşın üstünde yol alan ve ölümsüzlük peşinde koşan zavallı bir karıncadan ibaretse işte bu da çok korkunç.

Klise ya gerçek ya da sahte. Klise ve tanrının Egemenliği yada ölüm. Katılıyor musunuz? Bunu söyleyen klisenizin 15. Başkanı desem katılır mıydınız. Ya hepsi gerçek ya da hepsi yalan.

Evet.

Peki. O zaman bu inançla hangi kapıdan çıkacağınıza karar verin.

Yani siz bizden inancımızı tartışmamızı mı istiyorsunuz?

Ve bunun eve gitmemizin bir etkisi olacak mı?

Size sunduğum seçenekler inanç ve inançsızlık. Ben diyorum ki bugün dünyada var olduğu saptanan 10 bin civarı dinin aslında sizin de içinizde olduğunuz kurmaca kliseden hiçbir farkı yok. Hepsi yalan. Kutsal bir şey asla olmadı. Kutsal yazıtlarınız masal ve sözünü ettiğim bu saçma oyunlar kadar boş ve kapitalist.



Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 11 Aralık 2024, 19:16   #26
Çevrimiçi
Shachar avakeshcha
 
Nemo Personne kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Frank Slade: bana bir John Daniels söyle.

Charlie Simms:
sanırım Jack olacaktı?

Frank Slade: kaç senelik dostumun adını bana mı öğretiyorsun? sende onu benim kadar tanısaydın, öyle hitap ederdin.

Scent of a Woman / 1992

Frank Slade: bana bir John Daniels söyle.

Charlie Simms:
sanırım Jack olacaktı?

Frank Slade: kaç senelik dostumun adını bana mı öğretiyorsun? sende onu benim kadar tanısaydın, öyle hitap ederdin.

Scent of a Woman / 1992

__________________
Tüm teoriler, klişeler gibi
Cehennemin dibine gitsin
bütün ufak yüzler
Yukarı bakıyorlar, güzeller
ve inanıyorlar.
Ağlamak istiyorum
Fakat hüzün aptalca
İnanmak istiyorum
Fakat inanç bir mezarlık
Biz onu satıra ve bir alaycı kuşa indirgedik
Bize şans dile….



C. Bukowski
 
Alt 21 Aralık 2024, 20:19   #27
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Avcı Kraven (2024) Replikler.

Nereye gidiyoruz baba. Sömestirin ortasındayız. Annem bize böyle şeyler yaptırmazdı.

Sergey, anneniz öldü, Kendi canına kıydı. Anneniz zayıftı. Akıl sağlığı bozuktu. Kendi seçimiydi.

Onu yolladığın için öldü.

Hayır, çok öncesinde pes etmişti. 2 yıldır onu görmüyordum bile. Senin için hiçbir şey değişmeyecek. Ya da senin içinde.

Nereye gidiyoruz baba, cenazeye mi?

Kendi canına kıyan biri cenazeyle onurlandırılmaz.

Öyleyse bizi nereye götürüyorsun?

Avlanmaya gidiyoruz. Aslan zarı yeniden görmüşler. Bu size iyi gelecek, ikinize de. Büyüklere katılacak, duayla bütünleşeceksiniz. Ateş edeceksiniz, eğlenceli.

***

Ölümden asla korkma. Onlar av, bizler avcıyız. Korkacağın tek hayvan insan olmalı.
Dimitri, öyle zayıf görünme erkek ol!

Sen niye avlanıyorsun Nicolay?

Bilmen lazım, efsaneyi öldüren adam kendi efsane olur.

**

Ortağım olmanı istiyorum.

Adın nedir?

Burada misafir. Şey, Vilademir Alexa.

Hayır. Senin bi adın yok. Bu dünyada yoksun denebilir. O halde isimsiz var olmayan hastalıklı bir budala kravenlara ne verebilir ki. Hiçbir şey. Ben burada oğullarımı takip etmenin keyfini aşılıyorum. Sen ve aptalca sesin beni takip ediyorsunuz. O yüzden sessiz ol.

**

Umarım bu sefer onu avlar.

Neden?

Çünkü efsane olur ve bir daha buraya gelmemiz gerekmez.

Gerçek bir efsane adil dövüşür, silahlı değil. Doğuştan sahip olduğu araçlarla ve teke tek.

**
Neredeyse kardeşini öldürecektin. Neredeyse kendini de öldürecektin çünkü korkmuştun. Korku seni bitirir. Seni zayıf yapar. Annen gibi zayıf mısın deli misin? Yoksa benim gibi misin? Çünkü düşmanlarına karşı zayıflık gösterirsen eğer onlara bir açıklık verirsin. Anlayacak kadar büyüdün. İçimi biliyorsun dimi? Ve bir gün başa sen geçeceksin. Dimitri New York’daki okuluna geri dönecek. Sen burada kalacaksın benim yanımda bence Amerika seni yumuşatıyor. Bu senin iyiliğin için. Hepimizin yürümesi gereken bir yol var. Kim olduğunu kabul edersen o yolu yürüyecek güce sahip olursun. Gel buraya gel. Sana bir şey aldım. Bundan böyle korkmana gerek yok.

**

Öyle bir an gelince kim olduğunu anlıyorsun ben korkağım.

Sen korkak değilsin. Korkmak doğaldır içgüdülerin devreye girer.

Neden kim olduğumuzu seçemiyoruz. Böyle olmam şart mı? Güçlü ve korkusuz olup kurşunlara dalan o şekilde yere çökmezdim.

Neden bir başkası olmak istiyorsun ki.

Bana saygı duyması için.

Babam bi suçlu, saygı duysa ne olacak.

Onu umursamıyor musun yani. Sanki bunu aşmışsın da sana dokunamaz gibi

Dokunamaz evet!

Seni diğer insanlardan nefret ettirdi.

İnsanlardan değil. Yaptıkları şeylerden. Ama insanlardan değil.

O zaman şey babam bi konuda haklıymış.

Neymiş o.

Korkacağın tek hayvan insan olmalı.

**

Kravenoflara.

Belki bir gün öğreniriz. Geçmişi unutmayı, geleceği hayal etmeyi. Birlikte. Aile olarak.

**

Her yıl neden geldiğini biliyorum. Onunla beni bıraktığın için suçluluk duyuyorsun. Ben seni affediyorum. Yani her şey için.

Çok üzgünüm.

**

Ne kadar istiyorlar.

20 milyon. 48 saatte.

Öde parayı.

Karmaşık bir iş

Hayır değil çok basit. Sen paraya sahipsin o da senin oğlun.

Bu bir para meselesi değil. Bu bir güç meselesi. Eğer ödersem zayıf olurum. Zayıflık gösterirsem ömrüm boyunca inşa ettiğim her şeyi kaybetmeye başlarım.

Bir ömür boyu ne inşa ettin ki sen? Uyuşturucu satıyorsun. Artık bunu yapamazsın baba. Dimitri masum. Ölmesine izin verirsen bundan sen sorumlu olacaksın.

Ben mi öyle mi? Onu ben terketmedim. Onu sen terkettin. Sen. Kaçırıldığı anda zaten ölmüştü. Ödesem de ödemesem de.

Hayır bunu bilemezsin.

Evet biliyorum çünkü ben de öyle yapardım.

Sen aşağılıksın.

Elbet onu geri istiyorum. İki oğlumu da geri istiyorum.

Ne efsane oldun ama dimi.

**

Her birimizin için de bir hayvan olduğunu düşünüyorum Dimitri. Ortağım olmanı istiyorum. Hakettiğin saygıyı göreceksin.

Haklısın ben bütün hayatım boyunca küçümsendim. Ama aileme ihanet edeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun.


**
Sergey beni nasıl buldun?

Ben bir avcıyım bizim işimiz bu. Videoyu sen gönderdin. Gergedana kim olduğumu sen söyledin.

Bir babanın gerçekten oğlunun yaptıklarını anlamayacağımı düşündün. Orman hayvanlarının tüm yöntemlerini kullanan bir suikastçı oldun. Senden kurduğum tuzağın güzelliğini görüp takdir etmeni beklerdim.

Gergedan senin peşindeydi baba. Onu alt edecek kadar güçlü değildin dimi.

Evet öyle. Ama benim gerçek oğlum kreven ondan güçlüsü yok. Ve biliyordum benim için onun peşine düşmezdin. Onu senin peşine gönderdim.

Ne tuzak ama. Dimitri ölebilirdi. Bu da işin bedeli dimi.

Hayır hayır. Çünkü biliyorum ki sen değerli dimitrimizin başına bir şey gelmesine izin vermezsin. İmparatorluğumuz güvende.

Peki şimdi ne olacak? Geçmişi öylece unutacak mıyız? Beraber gelecek mi hayal edeceğiz?

Aile olarak. Sergey nereye gidiyorsun?

Bundan yıllar önce seni ökdürebilridim ama yapmadım. Onca kötülüğünden sonra dünyaya verdiğin acılardan sonra. Hala baba oldun.

Hala öyleyim. Otur.

Ölümden korkma. Bana öğrettiğin buydu dimi?

Avcı Kraven (2024) Replikler.

Nereye gidiyoruz baba. Sömestirin ortasındayız. Annem bize böyle şeyler yaptırmazdı.

Sergey, anneniz öldü, Kendi canına kıydı. Anneniz zayıftı. Akıl sağlığı bozuktu. Kendi seçimiydi.

Onu yolladığın için öldü.

Hayır, çok öncesinde pes etmişti. 2 yıldır onu görmüyordum bile. Senin için hiçbir şey değişmeyecek. Ya da senin içinde.

Nereye gidiyoruz baba, cenazeye mi?

Kendi canına kıyan biri cenazeyle onurlandırılmaz.

Öyleyse bizi nereye götürüyorsun?

Avlanmaya gidiyoruz. Aslan zarı yeniden görmüşler. Bu size iyi gelecek, ikinize de. Büyüklere katılacak, duayla bütünleşeceksiniz. Ateş edeceksiniz, eğlenceli.

***

Ölümden asla korkma. Onlar av, bizler avcıyız. Korkacağın tek hayvan insan olmalı.
Dimitri, öyle zayıf görünme erkek ol!

Sen niye avlanıyorsun Nicolay?

Bilmen lazım, efsaneyi öldüren adam kendi efsane olur.

**

Ortağım olmanı istiyorum.

Adın nedir?

Burada misafir. Şey, Vilademir Alexa.

Hayır. Senin bi adın yok. Bu dünyada yoksun denebilir. O halde isimsiz var olmayan hastalıklı bir budala kravenlara ne verebilir ki. Hiçbir şey. Ben burada oğullarımı takip etmenin keyfini aşılıyorum. Sen ve aptalca sesin beni takip ediyorsunuz. O yüzden sessiz ol.

**

Umarım bu sefer onu avlar.

Neden?

Çünkü efsane olur ve bir daha buraya gelmemiz gerekmez.

Gerçek bir efsane adil dövüşür, silahlı değil. Doğuştan sahip olduğu araçlarla ve teke tek.

**
Neredeyse kardeşini öldürecektin. Neredeyse kendini de öldürecektin çünkü korkmuştun. Korku seni bitirir. Seni zayıf yapar. Annen gibi zayıf mısın deli misin? Yoksa benim gibi misin? Çünkü düşmanlarına karşı zayıflık gösterirsen eğer onlara bir açıklık verirsin. Anlayacak kadar büyüdün. İçimi biliyorsun dimi? Ve bir gün başa sen geçeceksin. Dimitri New York’daki okuluna geri dönecek. Sen burada kalacaksın benim yanımda bence Amerika seni yumuşatıyor. Bu senin iyiliğin için. Hepimizin yürümesi gereken bir yol var. Kim olduğunu kabul edersen o yolu yürüyecek güce sahip olursun. Gel buraya gel. Sana bir şey aldım. Bundan böyle korkmana gerek yok.

**

Öyle bir an gelince kim olduğunu anlıyorsun ben korkağım.

Sen korkak değilsin. Korkmak doğaldır içgüdülerin devreye girer.

Neden kim olduğumuzu seçemiyoruz. Böyle olmam şart mı? Güçlü ve korkusuz olup kurşunlara dalan o şekilde yere çökmezdim.

Neden bir başkası olmak istiyorsun ki.

Bana saygı duyması için.

Babam bi suçlu, saygı duysa ne olacak.

Onu umursamıyor musun yani. Sanki bunu aşmışsın da sana dokunamaz gibi

Dokunamaz evet!

Seni diğer insanlardan nefret ettirdi.

İnsanlardan değil. Yaptıkları şeylerden. Ama insanlardan değil.

O zaman şey babam bi konuda haklıymış.

Neymiş o.

Korkacağın tek hayvan insan olmalı.

**

Kravenoflara.

Belki bir gün öğreniriz. Geçmişi unutmayı, geleceği hayal etmeyi. Birlikte. Aile olarak.

**

Her yıl neden geldiğini biliyorum. Onunla beni bıraktığın için suçluluk duyuyorsun. Ben seni affediyorum. Yani her şey için.

Çok üzgünüm.

**

Ne kadar istiyorlar.

20 milyon. 48 saatte.

Öde parayı.

Karmaşık bir iş

Hayır değil çok basit. Sen paraya sahipsin o da senin oğlun.

Bu bir para meselesi değil. Bu bir güç meselesi. Eğer ödersem zayıf olurum. Zayıflık gösterirsem ömrüm boyunca inşa ettiğim her şeyi kaybetmeye başlarım.

Bir ömür boyu ne inşa ettin ki sen? Uyuşturucu satıyorsun. Artık bunu yapamazsın baba. Dimitri masum. Ölmesine izin verirsen bundan sen sorumlu olacaksın.

Ben mi öyle mi? Onu ben terketmedim. Onu sen terkettin. Sen. Kaçırıldığı anda zaten ölmüştü. Ödesem de ödemesem de.

Hayır bunu bilemezsin.

Evet biliyorum çünkü ben de öyle yapardım.

Sen aşağılıksın.

Elbet onu geri istiyorum. İki oğlumu da geri istiyorum.

Ne efsane oldun ama dimi.

**

Her birimizin için de bir hayvan olduğunu düşünüyorum Dimitri. Ortağım olmanı istiyorum. Hakettiğin saygıyı göreceksin.

Haklısın ben bütün hayatım boyunca küçümsendim. Ama aileme ihanet edeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun.


**
Sergey beni nasıl buldun?

Ben bir avcıyım bizim işimiz bu. Videoyu sen gönderdin. Gergedana kim olduğumu sen söyledin.

Bir babanın gerçekten oğlunun yaptıklarını anlamayacağımı düşündün. Orman hayvanlarının tüm yöntemlerini kullanan bir suikastçı oldun. Senden kurduğum tuzağın güzelliğini görüp takdir etmeni beklerdim.

Gergedan senin peşindeydi baba. Onu alt edecek kadar güçlü değildin dimi.

Evet öyle. Ama benim gerçek oğlum kreven ondan güçlüsü yok. Ve biliyordum benim için onun peşine düşmezdin. Onu senin peşine gönderdim.

Ne tuzak ama. Dimitri ölebilirdi. Bu da işin bedeli dimi.

Hayır hayır. Çünkü biliyorum ki sen değerli dimitrimizin başına bir şey gelmesine izin vermezsin. İmparatorluğumuz güvende.

Peki şimdi ne olacak? Geçmişi öylece unutacak mıyız? Beraber gelecek mi hayal edeceğiz?

Aile olarak. Sergey nereye gidiyorsun?

Bundan yıllar önce seni ökdürebilridim ama yapmadım. Onca kötülüğünden sonra dünyaya verdiğin acılardan sonra. Hala baba oldun.

Hala öyleyim. Otur.

Ölümden korkma. Bana öğrettiğin buydu dimi?

Sürmenaj ve Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 03 Ocak 2025, 03:36   #28
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Kış Uykusu (2014) Film Repliği


[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]
Bilmeni isterim ki, senden başka yakınım yok. Seni her dakika her saniye özlüyorum. Ama gururum el vermediği için hiçbir zaman söyleyemiyorum. Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç, hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum. Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi. Biliyorum eski günlere geri dönemeyiz, gerek de yok buna. Beni uşağın gibi, kölen gibi yanına al. Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver. Beni affet..

Kış Uykusu (2014) Film Repliği


[Foruma üye olmadığınız sürece forum içeriğindeki bağlantıları görüntüleyemezsiniz. Foruma üye olmak için TIKLAYIN!]
Bilmeni isterim ki, senden başka yakınım yok. Seni her dakika her saniye özlüyorum. Ama gururum el vermediği için hiçbir zaman söyleyemiyorum. Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç, hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum. Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi. Biliyorum eski günlere geri dönemeyiz, gerek de yok buna. Beni uşağın gibi, kölen gibi yanına al. Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver. Beni affet..

Sürmenaj ve Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 01 Mart 2025, 02:13   #29
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

Konsey - Conclave (2025) Film Repliği




Tanrıya dua etmeli ve bizi doğru seçime yönlendirmesini istemeliyiz. Ama bunların hepsini biliyorsunuz. Bir an için yürekten konuşmama izin verin. Aziz Pavlus “Mesih”e olan saygınızdan dolayı birbirinize tabi olun “ der. Birlikte çalışmak ve birlikte büyümek için hoşgörülü olmalıyız. Hiçbir kişi ya da hizip diğerine hükmetmeye çalışmamalıdır. Yahudi ve Yahudi olmaysn bir karışımı olan Efeslilere seslenen Pavlus Tanrı’nın klisiye armağanının ve zenginliğinin onun çeşitliliği olduğunu hatırlatır. Klisemize gücünü veren de bu çeşitlilik, bu insan ve görüş farklılığıdır. Annemiz Klise’nin hizmetinde geçirdiğim uzun yollar boyunca, size şunu söylememe izin verin. Her şeyden çok korktuğum bir günah var. Kesinlik. Kesinlik, birliğin en büyük düşmanıdır. Kesinlik, hoşgörünün ölümcül düşmanıdır. İsa bile sonunda kesin değildi. Tanrım, tanrım beni neden terk ettin? Çarmıhtaki dokuzuncu saatinde acı içinde haykırdı. İnancımız yaşayan bir şeydir. Çünkü tam da şüpheyle el ele yürür. Eğer sadece kesinlik olsaydı ve şüphe olmasaydı hiçbir gizem olmazdı ve dolayısıyla imana da gerek kalmazdı. Tanrı’nın bize şüphe eden bir Papa bahşetmesi için dua edelim. Bize günah işleyen, af dileyen ve yoluna devam eden bir Papa nasip etsin.
Bu sabah 11:20’de, Piazza del Risorgimento’da bomba yüklü bir araç patladı. Kısa bir süre sonra, insanlar olay yerinden kaçarken vücuduna patlayıcılar bağlanmış bir kişi kendini patlattı. Louvain ve Münih’te başka saldırıların da olduğu yönünde haberler var. Şu anki ölü sayısı 52 kişiye yükseldi. Yüzlerce yaralı var.
Peki o zaman. Sonunda liberal kardeşlerimiz tarafından çok sevilen görecelik doktirinin sonucunu görüyoruz! Tüm inançları ve geçici hevesleri eşit ağırlıkta gören bir görecelilik. Öyle ki şuanda etrafımıza baktığımızda Kutsal Roma Katolik Klisesi’nin anavatanının Muhammed peygamberin camileri ve minareleriyle dolu olduğunu görüyoruz!

Utan utan! Utanmalısın. Utanmalısın.

Hepimiz utanmalıyız! Biz kendi topraklarımızda İslam’a hoşgörü gösteriyoruz. Ama onlar kendi topraklarında bize hakaret ediyor. Biz onları vatanlarımızda besliyoruz. Ama onlar bizi yok ediyor. Bu zayıflıkta daha ne kadar ısrar edeceğiz? Şu anda kelimenin tam anlamıyla duvarlarımıza dayanmış durumdalar. Şu anda ihtiyacımız olan şey, gerçek bir din savaşıyla karşı karşıya olduğumuzu anlayacak bir liderdir. Evet dini bir savaş. Son elli yıldır neredeyse durmaksızın devam eden bu sürüklenişe dur diyecek bir lidere ihtiyacımız var. Bu zayıflıkta daha ne kadar ısrar etmek zorunda kalacağız, ne kadar? Bu hayvanlarla savaşacak bir lidere ihtiyacımız var!

Bize liderlik etmesini istediğiniz adam bu mu?
Kardinal kardeşim. Saygılarımla. Savaş hakkında ne biliyorsunuz? Ben bakanlığımı Kongo’da yürüttüm. Bağdat’da, Kabil’de. Sıra sıra ölüleri gördüm ve merak ettim. Hristiyan ve Müslüman. Savaşmamız gerektiğini söyleyebilir misiniz? Sizce savaştığımız şey nedir? Sizce bugün bu korkunç eylemleri gerçekleştirenler o kandırılmış adamlar mı? Hayır kardeşim. Savaştığınız şey burada. Her birimizin içinde. Eğer şimdi nefrete teslim olursak her erkek ve kadın için konuşmak yerine “taraflardan” bahsedersek burada aranızda ilk kez bulunuyorum ve sanırım bu son olacak. Beni bağışlayın ama son birkaç gündür kendimizi küçük, önemsiz adamlar olarak gösterdik. Sadece kendimizle, Roma’yla bu seçimlerle güçle ilgileniyor gibi göründük. Ama klise böyle bir şey değildir. Klise gelenek değildir. Klise geçmiş değildir. Klise bundan sonra ne yapacağımızdır.
Tanrı beni nasıl yarattıysa öyleyim. Ve belki de beni daha faydalı kılacak olan şey farklı olmamdır. Vaazını tekrar düşünüyorum. Dünyanın kesinlikleri arasında var olmanın ne demek olduğunu artık biliyorum.

Konsey - Conclave (2025) Film Repliği




Tanrıya dua etmeli ve bizi doğru seçime yönlendirmesini istemeliyiz. Ama bunların hepsini biliyorsunuz. Bir an için yürekten konuşmama izin verin. Aziz Pavlus “Mesih”e olan saygınızdan dolayı birbirinize tabi olun “ der. Birlikte çalışmak ve birlikte büyümek için hoşgörülü olmalıyız. Hiçbir kişi ya da hizip diğerine hükmetmeye çalışmamalıdır. Yahudi ve Yahudi olmaysn bir karışımı olan Efeslilere seslenen Pavlus Tanrı’nın klisiye armağanının ve zenginliğinin onun çeşitliliği olduğunu hatırlatır. Klisemize gücünü veren de bu çeşitlilik, bu insan ve görüş farklılığıdır. Annemiz Klise’nin hizmetinde geçirdiğim uzun yollar boyunca, size şunu söylememe izin verin. Her şeyden çok korktuğum bir günah var. Kesinlik. Kesinlik, birliğin en büyük düşmanıdır. Kesinlik, hoşgörünün ölümcül düşmanıdır. İsa bile sonunda kesin değildi. Tanrım, tanrım beni neden terk ettin? Çarmıhtaki dokuzuncu saatinde acı içinde haykırdı. İnancımız yaşayan bir şeydir. Çünkü tam da şüpheyle el ele yürür. Eğer sadece kesinlik olsaydı ve şüphe olmasaydı hiçbir gizem olmazdı ve dolayısıyla imana da gerek kalmazdı. Tanrı’nın bize şüphe eden bir Papa bahşetmesi için dua edelim. Bize günah işleyen, af dileyen ve yoluna devam eden bir Papa nasip etsin.
Bu sabah 11:20’de, Piazza del Risorgimento’da bomba yüklü bir araç patladı. Kısa bir süre sonra, insanlar olay yerinden kaçarken vücuduna patlayıcılar bağlanmış bir kişi kendini patlattı. Louvain ve Münih’te başka saldırıların da olduğu yönünde haberler var. Şu anki ölü sayısı 52 kişiye yükseldi. Yüzlerce yaralı var.
Peki o zaman. Sonunda liberal kardeşlerimiz tarafından çok sevilen görecelik doktirinin sonucunu görüyoruz! Tüm inançları ve geçici hevesleri eşit ağırlıkta gören bir görecelilik. Öyle ki şuanda etrafımıza baktığımızda Kutsal Roma Katolik Klisesi’nin anavatanının Muhammed peygamberin camileri ve minareleriyle dolu olduğunu görüyoruz!

Utan utan! Utanmalısın. Utanmalısın.

Hepimiz utanmalıyız! Biz kendi topraklarımızda İslam’a hoşgörü gösteriyoruz. Ama onlar kendi topraklarında bize hakaret ediyor. Biz onları vatanlarımızda besliyoruz. Ama onlar bizi yok ediyor. Bu zayıflıkta daha ne kadar ısrar edeceğiz? Şu anda kelimenin tam anlamıyla duvarlarımıza dayanmış durumdalar. Şu anda ihtiyacımız olan şey, gerçek bir din savaşıyla karşı karşıya olduğumuzu anlayacak bir liderdir. Evet dini bir savaş. Son elli yıldır neredeyse durmaksızın devam eden bu sürüklenişe dur diyecek bir lidere ihtiyacımız var. Bu zayıflıkta daha ne kadar ısrar etmek zorunda kalacağız, ne kadar? Bu hayvanlarla savaşacak bir lidere ihtiyacımız var!

Bize liderlik etmesini istediğiniz adam bu mu?
Kardinal kardeşim. Saygılarımla. Savaş hakkında ne biliyorsunuz? Ben bakanlığımı Kongo’da yürüttüm. Bağdat’da, Kabil’de. Sıra sıra ölüleri gördüm ve merak ettim. Hristiyan ve Müslüman. Savaşmamız gerektiğini söyleyebilir misiniz? Sizce savaştığımız şey nedir? Sizce bugün bu korkunç eylemleri gerçekleştirenler o kandırılmış adamlar mı? Hayır kardeşim. Savaştığınız şey burada. Her birimizin içinde. Eğer şimdi nefrete teslim olursak her erkek ve kadın için konuşmak yerine “taraflardan” bahsedersek burada aranızda ilk kez bulunuyorum ve sanırım bu son olacak. Beni bağışlayın ama son birkaç gündür kendimizi küçük, önemsiz adamlar olarak gösterdik. Sadece kendimizle, Roma’yla bu seçimlerle güçle ilgileniyor gibi göründük. Ama klise böyle bir şey değildir. Klise gelenek değildir. Klise geçmiş değildir. Klise bundan sonra ne yapacağımızdır.
Tanrı beni nasıl yarattıysa öyleyim. Ve belki de beni daha faydalı kılacak olan şey farklı olmamdır. Vaazını tekrar düşünüyorum. Dünyanın kesinlikleri arasında var olmanın ne demek olduğunu artık biliyorum.

Sürmenaj ve Asrevya bunu beğendi.
__________________

 
Alt 08 Nisan 2025, 02:21   #30
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
Adawong kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Varsayılan Yanıt: Film Replikleri

En Sevdiğim Pastam - My Favourite Cake (2024)


Ne zaman rahat bırakacak bunlar bizi?

Bakın en azından siz devrimden öncesini yaşadınız, kapanmak zorunda olmadan. Hem sizin yaşınızda artık ne farkeder ki..

En Sevdiğim Pastam - My Favourite Cake (2024)


Ne zaman rahat bırakacak bunlar bizi?

Bakın en azından siz devrimden öncesini yaşadınız, kapanmak zorunda olmadan. Hem sizin yaşınızda artık ne farkeder ki..

__________________

 
  

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
film, replikleri


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 
Seçenekler
Görüntüleme stilleri

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Forum saati; Türkiye'ye göre ayarlanmış olup, şu an saat: 06:30.

Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions Inc.

ForumKalbi, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır.

ForumKalbi.Com; 5651 sayılı kanun uyarınca yer sağlayıcı niteliğini haiz bir genel forum sitesidir. Sitemizde yapılan paylaşımlar, moderasyon ekibimizin onayına dahil olmadan direkt yayınlanmaktadır. 5237 sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu) ve 5651 Sayılı Kanun'un ilgili maddelerini ihlal eden kişilerin IP adresi ve sair kişisel verileri işlenmekte; yetkili merci tarafından müzekkere (Resmi Üst Yazı), tarafımıza tanzim edildiği takdirde paylaşılacaktır. Hukuka aykırı bir içerik paylaşımının olduğunu düşündüğünüz mesaj, konu ya da görseli içeren forum gönderilerini; İLETİŞİM bağlantısındaki formu doldurarak iletebilirsiniz. 48 saat içerisinde mevcut şikâyetiniz üzerinden tarafınıza ulaşılacak, gerekli işlemler tesis edilecektir.