10 Nisan 2024, 02:39
|
#1
|
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
İlaç Geçişini Kısıtlayan Yapılar
İlaç Geçişini Kısıtlayan Yapılar
Kana alınmadan önce (örn, absorpsiyon sırasında), bir ilacın vücudu çevresinden ayıran engelleri aşması gerekir. Bunlar deri ve müköz membranlardan oluşur.
Absorpsiyon bardakta oluyorsa ( enteral absorpsiyon), engel intestinal epitelde. Bu tek tabakalı epitel, enterositler ve mukus yapan goblet hücrelerinden oluşur. Lümene bakan yüzeyde, bu hücreler zonulue occludentes (sağ alttaki ufak kutuda siyah noktalarla gösterilmiştir.) tarafından birbirlerine bağlanır. Bir zonula accludentes veya sıkı birleşme yerleri iki hücrenin fosfolipid membranlarının yakın temasta oldukları ve İntegral membran proteinleriyle birleştikleri (sağ ortadaki yarım daire) bölgelerdir. Birleşme bölgesi her hücreyi bir çember gibi kuşatır, böylece hücreler kesintisiz bir kemer ile sıkıca bağlanmış olurlar. Böylece parçalanmış bir fosfolipid tabakası oluşur (sol alt şekildeki sarı bölge) ve hücre tabakası tarafından ayrılmış iki ortam (barsak için intestinal lümen [koyu mavi] ve hücrelerarası ortam [açık mavi] , arasında kesintisiz bir engel olarak çalışır. Maddelerin giriş - çıkışını kısıtlayan bölge bir engelin etkinliği, bu sıkı birleşme bölgelerinin çok sayıda sıralar halinde düzenlenmesi ile artırılabilir, örneğin serebral damarlarda olduğu gibi. Bağlayıcı proteinler (koneksinler) hücre membranında özel bölgelerde bulunan diğer işlevsel membran proteinlerinin birbirlerine karışmasını önlemeye yardımcı olur.
Bu fosfolipid çift tabaka, bir ilacın enteral absorpsiyonu sırasında aşması gereken intestinal mukoza - kan engelini oluşturur. Fizikokimyasal özellikleri lipofilik membrandan geçişe izin verenler (sarı) veya özel bir taşıma mekanizmasına sahip olanlar kolaylıkla geçerler. Böyle ilaçların absorpsiyonu hızlı olur, çünkü absorpsiyon yüzeyi epitelin fırçamsı kenarı (plazmalemmanın mikroskopik katlanmaları) nedeniyle çok fazla genişlemiştir. Bir ilacın absorbe edilebilirliği, barsakta absorpsiyon için var olan miktarın absorbe edilen miktara bölünmesi ile elde edilen absorpsiyon oranı ile tanımlanır.
Solunum yolunda, siliyası olan epitel hücreleri lüminal yüzeyde zonulae occludentes tarafından birleştirilirler, böylece bronşiyal alan ile hücrelerarası ortam birbirinden kesintisiz bir fosfolipid engel ile ayrılmış olur.
Sublingual veya bukal uygulamada, bir ilaç oral mukozanın keratinize olmayan çok tabakalı skuamöz epiteli ile karşılaşır. Burada hücreler birbirleriyle nokta şeklinde gösterilmiyor) oluşturur ancak bunlar hücrelerarası aralıkları kapatmaz. Onun yerine hücreler hücredışı ortamda tabakalar oluşturan fosfolipid membran parçacıklarını birleştirme özelliğine sahiptir (sağ ortada yarım daire) Bu şekilde her ne kadar hücre dışı yerleşim gösterse de ve intestinal epiteldekine benzemese de skuamöz epitel içinde de bir kesintisiz fosfolipid engel mevcuttur. Benzeri bir engel derinin çok tabakalı keratinize skuamöz epitelinde de mevcuttur. Kesintisiz fosfolipid bir engelin bulunuşu, skuamöz epitelin sadece lipofilik ilaçların yani fosfolipid membranlardan difüze olabilen maddelerin geçişine izin vereceği, epitel kalınlığının absorpsiyon oranını ve hızını belirleyeceği anlamlarına gelir. Ayrıca deriden absorpsiyon, derinin çeşitli bölgelerinde farklı bir şekilde gelişmiş keratin tabakası, stratum corneum tarafından engellenir.
|
|
|
|