25 Nisan 2024, 18:52
|
#2
|
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Yanıt: 30 Sürrealist Film
La perle (1929)
Yönetmen: Henri d' Ursel
Tür: Kısa Metraj
Süre: 33 dakika
Senaryo: Georges Hugnet
Genç bir adamın bir kuyumcudan nişanlısına aldığı inciyle başlayan Henri d’Ursel’in yönettiği sürrealist sinema akımın ilk örneklerinden olan kısa metrajlı filmdir.
**
Bir Endülüs Köpeği (1929)
Yönetmen: Luis Buñuel
Senaristler: Salvador Dalí, Luis Buñuel
Tür: Kısa metraj
Bir Endülüs Köpeği, Fransızca orijinal ismi Un Chien Andalou olan (İngilizce: An Andalusian Dog) 16 dakikalık sürrealist filmdir. Deneysel sinemanın ilk örneği kabul edilmektedir.
Ünlü İspanyol ressam Salvador Dali ve İspanyol yazar ve film yönetmeni Luis Buñuel'in gördükleri bazı rüyaları birbirlerine anlatmaları filme esin kaynağı olmuştur. 1928 yılında Fransa'da Luis Buñuel ve Salvador Dali tarafından hazırlanmış ve 1929 yılında Paris'te çekilmiştir.
**
L'âge d'or (Altın Çağ) (1930)
Yönetmen:Luis Buñuel
Vizyon Tarihi: 1930
Süre: 60 dakika
Senaryo: Luis Buñuel, Salvador Dalí, Marquis de Sade
Luis Buñuel’in senaryo çalışmasına sürrealist dostu Salvador Dalí’nin yaptığı katkılarla oluşan bu film, Buñuel’in elli yıl boyunca çekeceği tüm filmlerde kendini duyumsatır. Düşlerin kullanımı, filmin içine yerleştirilen zeka ürünü gerçeküstücü sahneler , bu filmden sonra Buñuel sinemasının temel özellikleri olacaktır.
**
Le sang d'un poète (Şairin Kanı) (1930)
Yönetmen: Jean Cocteau
Senarist: Jean Cocteau
Süre: 55 dk.
Jean Cocteau'nun senaryosunu yazıp yönettiği bu deneysel film, birinci ve ikinci Dünya Savaşları arasında kalan dönemde, özellikle de Fransa'da filizlenen öncü sinema'nın (avangart sinema) en belirgin örneklerinden biridir ve bu anlamda tarihi bir önemi vardır. "Bir Şairin Kanı" aynı zamanda yönetmenin "Orpheus Üçlemesi" (Orphic Trilogy) adı verilen bir dizi filminin de ilkidir.
Orfe efsanesinden ve Jean Cocteau'nun kendi hayatından izler taşıyan "Bir Şairin Kanı" kamaşık ve rüyayı andıran bir yapıya sahiptir. Yönetmenliğinin yanı sıra bir şair, romancı, oyun yazarı ve ressam olan Jean Cocteau, şiirde kelimelerle yapılan sanatın sinemada da görüntüler aracılığı ile yaratılabileceğine, sinemanın teknik altyapı olarak buna çok uygun olduğunu söylüyordu.
Alışılageldik bir öykü akışı bulunmayan film seyirciyi sürekli şaşırtan sürrealist imgelerle dolu dört ana bölüme ayrılmıştır. Cocteau başrol oyuncusunu görsel metafor ve simgelerle dolu gerçeküstü düşsel bir yolculuğa çıkartır.
|
|
|
|