Forum Logo  

Geri Git   ForumKalbi.Com > Görsel ve İşitsel Sanat Yapıtları > Sinema ve Tiyatro > Film Eleştirileri

Film Eleştirileri İzlediğiniz filmlerin eleştirileri, oyuncuları, puanlarıyla beraber, yorumladığınız filmleri bu başlık altında paylaşabilirsiniz.


Orman Çetesi | Over the Hedge (2006) Film Eleştirisi

İzlediğiniz filmlerin eleştirileri, oyuncuları, puanlarıyla beraber, yorumladığınız filmleri bu başlık altında paylaşabilirsiniz.


Kullanıcı Etiket Listesi

  
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt 17 Mayıs 2024, 23:50   #1
Çevrimiçi
WoodStock 🤘☮
 
OkyanusunKalbi kullanıcısının Avatarı
 
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
sinema Orman Çetesi | Over the Hedge (2006) Film Eleştirisi




Yalnız on-oniki yıl öncesine kadar Hollywood'dan çıkan uzun metrajlı animasyon filmleri gayet seyrek idi. Yazılmamış kurala göre, sadece Disney, sene başına bir adet yüksek bütçeli, toplu-pazarlama çizgi film vizyona sokabiliyordu. Bu filmler genelde Disney'in elini atabildiği herhangi bir peri masalı veya çocuk klasiğinden uyarlanıp, seçilen peri masalının ana hikayesini alarak, üzerine şirin yaratıklar, "aşk herşeyi yener" bazında bir hikaye bağlamı ve çocukların, ebeveynleri delirtene kadar durmadan dinlediği hatırda kalan şarkılar ekleyip filmi Amerika'da Haziran, Türkiye'de ise ilk okul öğrencileri tarafından her sene merakla beklenen iki haftalık kış tatilinin başında vizyona girerdi.

Bu filmler, çocuklara üzerinde filmin karakterlerinin basılı olduğu binbir tür oyuncak, çocuk menülerini vb... ürünleri satın aldırmak için planlanmış pazarlama taktikleri idi. Ama işin sonunda, bu taktikler bize Güzel ve Çirkin ve Aslan Kral gibi klasikleri de getirmedi değil (Kendi kişisel favorim Aladdin'i de unutmuyorum). Bu filmlerin çoğu, gerçek bir sihir ve hayret havasına, sıkı işlenmiş hikayelere ve samimi karakterlere sahipti.

Şu günlerde ise Amerikan Sinema endüstrisi, animasyon filmlerinin saldırısına uğramış durumda. Bilgisayar bazlı animayon endüstrisinde her gün yeni çıkan teknolojilerin animatörlerin işini kolaylaştırması ve daha verimli çalışmalarını sağlaması sayesinde neredeyse her hafta yeni bir uzun metraj animasyon film vizyona giriyor. Bunun sebebi basit: Animasyon filmleri stüdyolar için güvenli ve basit projeler... Yapımı canlı gişe filmlerinden daha ucuz ve küçük çocuklar ile ebeveynlerine stüdyonun parasının yettiği kalibrede film yıldızları tarafından seslendirilmiş, şirin ve sevimli karakterler sunulduğu sürece, hazırdan kocaman bir çekirdek seyircisi de var.

Sadece son bir kaç ay içinde Amerika'da neredeyse bir düzine animasyon filmi vizyona girdi. Cars, Bitirim Karınca, Barnyard: Parti Hayvanları, Canavar Ev, Kırmızı Başlıklı Kız, Vahşi Doğa, Buz Devri 2, Cesur Civciv vb... Ve bu sadece başlangıç. Senenin geri kalanında vizyona girecek neredeyse her üç filmden biri animasyon: Happy Feet, Meet The Robinsons, Ratatouille, Flushed Away, Open Season. Liste uzuyor da uzuyor.

Bu filmlerin her biri, fast food'dan başlayıp, oyuncaklar, DVD'ler, konsol oyunları, içecekler ile devam eden karlı kazançlı iş kontratları ile destekli. Plan basit: Yorulmuş ve bitkin bir ebeveyn, çocuğunu filme götürür. Ebeveyn bir-iki saatliğine de olsun kafasını dinlerken çocuk, parlak, hoş resimler ve komik karakterler tarafından büyülenmiştir.

Sinemadan çıkan çocuk, üzerinde filmin konuşan aslan/sincap/araba/penguen karakterinin basılı olduğu içecek ve şekerleri tüketmek ister. Damarlarına giren şekerin hücumu sayesinde enerjize olmuş çocuk, ebeveynden filmle bağlantılı konsol oyununu veya oyuncağı almasını ebeveynin kafası şişene kadar ısrar eder. Bu aynı senaryoyu milyonlara çarpın, ve bir saat yirmi dakikalık bir adet animasyon filminden ne kadar para çıkarılabileceği konusunda belki bir fikriniz olabilir. Bu yeni animasyon trendinin on sene öncesine göre en büyük eksikliği, artan rekabet yüzünden cesaretini kaybederek, fabrika usülü filmler piyasaya çıkartması ve (Belki de kar oranına fazla bir katkıda bulunmadığı için) üç boyutlu karakterler ile tutarlı bir hikaye gibi gereksiz gördüğü özellikleri ortadan kaldırması.


Biliyorum, halen Orman Çetesi'nin eleştirisine geçmemi bekliyorsunuz... Bu konuda size ancak şu savunmada bulunabilirim: Ne gereği var? Okuyucu nasılsa bu sene içinde vizyona girmiş diğer herhangi bir animasyon filmin eleştirisini okuyup bu filmden ne bekleyip bekleyemeyeceğini az çok anlayabilir.

Bu sert, şirket karşıtı, hippi tavırlarımı durdurup, "Kişiselliği öldüren kapitalist Amerika", 1984 "Büyük Kardeş bizi izliyor" paranoyasını geride bırakıp, Orman Çetesi'ne çocukları bir saat on beş dakika eğlendirmekten başka amacı olmayan zararsız bir animasyon filmi olarak bakarsam işler değişiyor. Bu kulbu kendime taktığım an: "Orman Çetesi"ni izlerken eğlendiğimi söyleyebilirim. Çok fazla eğlenmedim, ama yine de eğlenceli bir deneyim olduğunu inkar edemem. Bir kaç kez yüksek sesle güldüm, bazı görsellikler tarafından etkilendim ve akıllıca tasarlanmış bir kaç komik buluşlarını takdir ettim (Örnek: Hiperaktif sincap Hammy kafeinli soda içtikten sonra o kadar hızlanıyor ki, gerçek anlamı ile zamanı durduruyor)

Film, RJ isimli bir rakun tarafından teşvik edilen bir kaç kemirgenin, kış uykusundayken etraflarına kurulan kasabadan yemek tırtıklamaya çalışmaları etrafında kurulu. Bu tüylü yaratıkların hepsi Bruce Willis, Nick Nolte, Steve Carrell (40 Year-Old Virgin) gibi yıldızlar tarafından seslendirilmiş. Hepsi az çok birbiri ile takas edilebilir ve filmden alabileceğimiz hazza fazla bir katkıda bulunmuyor, çünkü bu yıldızların çoğu karakterlerine biraz da olsa inandırıcılık katmaya çalışmıyorlar. Ve kim onları suçlayabilir ki? Ellerine geçen kolay bir maaş. Ses stüdyosuna gelip, bir mikrofona bir kaç saat konuşup, milyonlarca dolar kazanıyorlar (Kusura bakmayın, sinik hippi tekrar ortaya çıktı). Bu kurala istisna hiper sincap Hammy'ye sesini verirken kendinin de keyifli bir vakit geçirdiği hissini veren Steve Carrell... Hammy, Buz Devri serisindeki sincap Scrat gibi, ekrana her geldiğinde gülmekten kendini alamıyorsunuz.

Orman Çetesi'nin bir diğer problemi fast food'u açıkça romantikleştirmesi. Bazı sahnelerde cips, gazlı içecek, pizza ve burgerler, kendilerini sarmalayan objelerden daha parlak ve renkli çizilip (CGI animasyonu diyarındaki resmi terimini bilmiyorum), majestic ve neredeyse kutsal bir hava vermek için alt açıdan gösteriliyor. Filmin sonunda seyirci, fast food'un zararları üzerine çocuk seyirciye verilebilecek (didaktik olmasa bile en azından sağduyulu) bir ders bekliyor, ama o ders hiç bir zaman gelmiyor.

Orman Çetesi'nin, çocuklar olmadan, kendi hallerinde izlemeyi planlayan yetişkinler için ortalama saçma bir eğlence oluşunun dışında hiçbir zararı yok.

Dipnot: Orman Çetesi'ni izlemeden bir kaç gün önce, onüç yaşında bir çocuk ile bir çita (Evet, CGI dokundurulmamış, gerçek bir çita) arasındaki dostluğu anlatan Duma isimli bir film izledim. Harikülade çekimlerle dolu, yürek ısıtıcı ve çocuklar için mükemmel. Pazarlanabilmesi zor olduğu için dağıtımcı stüdyosu Warner Bros tarafından bir kenara itilen Duma, ailece izlemek istediğiniz filmler listesinde Orman Çetesi'nin yerini alırsa, hiç de fena bir fikir olmaz.




Yalnız on-oniki yıl öncesine kadar Hollywood'dan çıkan uzun metrajlı animasyon filmleri gayet seyrek idi. Yazılmamış kurala göre, sadece Disney, sene başına bir adet yüksek bütçeli, toplu-pazarlama çizgi film vizyona sokabiliyordu. Bu filmler genelde Disney'in elini atabildiği herhangi bir peri masalı veya çocuk klasiğinden uyarlanıp, seçilen peri masalının ana hikayesini alarak, üzerine şirin yaratıklar, "aşk herşeyi yener" bazında bir hikaye bağlamı ve çocukların, ebeveynleri delirtene kadar durmadan dinlediği hatırda kalan şarkılar ekleyip filmi Amerika'da Haziran, Türkiye'de ise ilk okul öğrencileri tarafından her sene merakla beklenen iki haftalık kış tatilinin başında vizyona girerdi.

Bu filmler, çocuklara üzerinde filmin karakterlerinin basılı olduğu binbir tür oyuncak, çocuk menülerini vb... ürünleri satın aldırmak için planlanmış pazarlama taktikleri idi. Ama işin sonunda, bu taktikler bize Güzel ve Çirkin ve Aslan Kral gibi klasikleri de getirmedi değil (Kendi kişisel favorim Aladdin'i de unutmuyorum). Bu filmlerin çoğu, gerçek bir sihir ve hayret havasına, sıkı işlenmiş hikayelere ve samimi karakterlere sahipti.

Şu günlerde ise Amerikan Sinema endüstrisi, animasyon filmlerinin saldırısına uğramış durumda. Bilgisayar bazlı animayon endüstrisinde her gün yeni çıkan teknolojilerin animatörlerin işini kolaylaştırması ve daha verimli çalışmalarını sağlaması sayesinde neredeyse her hafta yeni bir uzun metraj animasyon film vizyona giriyor. Bunun sebebi basit: Animasyon filmleri stüdyolar için güvenli ve basit projeler... Yapımı canlı gişe filmlerinden daha ucuz ve küçük çocuklar ile ebeveynlerine stüdyonun parasının yettiği kalibrede film yıldızları tarafından seslendirilmiş, şirin ve sevimli karakterler sunulduğu sürece, hazırdan kocaman bir çekirdek seyircisi de var.

Sadece son bir kaç ay içinde Amerika'da neredeyse bir düzine animasyon filmi vizyona girdi. Cars, Bitirim Karınca, Barnyard: Parti Hayvanları, Canavar Ev, Kırmızı Başlıklı Kız, Vahşi Doğa, Buz Devri 2, Cesur Civciv vb... Ve bu sadece başlangıç. Senenin geri kalanında vizyona girecek neredeyse her üç filmden biri animasyon: Happy Feet, Meet The Robinsons, Ratatouille, Flushed Away, Open Season. Liste uzuyor da uzuyor.

Bu filmlerin her biri, fast food'dan başlayıp, oyuncaklar, DVD'ler, konsol oyunları, içecekler ile devam eden karlı kazançlı iş kontratları ile destekli. Plan basit: Yorulmuş ve bitkin bir ebeveyn, çocuğunu filme götürür. Ebeveyn bir-iki saatliğine de olsun kafasını dinlerken çocuk, parlak, hoş resimler ve komik karakterler tarafından büyülenmiştir.

Sinemadan çıkan çocuk, üzerinde filmin konuşan aslan/sincap/araba/penguen karakterinin basılı olduğu içecek ve şekerleri tüketmek ister. Damarlarına giren şekerin hücumu sayesinde enerjize olmuş çocuk, ebeveynden filmle bağlantılı konsol oyununu veya oyuncağı almasını ebeveynin kafası şişene kadar ısrar eder. Bu aynı senaryoyu milyonlara çarpın, ve bir saat yirmi dakikalık bir adet animasyon filminden ne kadar para çıkarılabileceği konusunda belki bir fikriniz olabilir. Bu yeni animasyon trendinin on sene öncesine göre en büyük eksikliği, artan rekabet yüzünden cesaretini kaybederek, fabrika usülü filmler piyasaya çıkartması ve (Belki de kar oranına fazla bir katkıda bulunmadığı için) üç boyutlu karakterler ile tutarlı bir hikaye gibi gereksiz gördüğü özellikleri ortadan kaldırması.


Biliyorum, halen Orman Çetesi'nin eleştirisine geçmemi bekliyorsunuz... Bu konuda size ancak şu savunmada bulunabilirim: Ne gereği var? Okuyucu nasılsa bu sene içinde vizyona girmiş diğer herhangi bir animasyon filmin eleştirisini okuyup bu filmden ne bekleyip bekleyemeyeceğini az çok anlayabilir.

Bu sert, şirket karşıtı, hippi tavırlarımı durdurup, "Kişiselliği öldüren kapitalist Amerika", 1984 "Büyük Kardeş bizi izliyor" paranoyasını geride bırakıp, Orman Çetesi'ne çocukları bir saat on beş dakika eğlendirmekten başka amacı olmayan zararsız bir animasyon filmi olarak bakarsam işler değişiyor. Bu kulbu kendime taktığım an: "Orman Çetesi"ni izlerken eğlendiğimi söyleyebilirim. Çok fazla eğlenmedim, ama yine de eğlenceli bir deneyim olduğunu inkar edemem. Bir kaç kez yüksek sesle güldüm, bazı görsellikler tarafından etkilendim ve akıllıca tasarlanmış bir kaç komik buluşlarını takdir ettim (Örnek: Hiperaktif sincap Hammy kafeinli soda içtikten sonra o kadar hızlanıyor ki, gerçek anlamı ile zamanı durduruyor)

Film, RJ isimli bir rakun tarafından teşvik edilen bir kaç kemirgenin, kış uykusundayken etraflarına kurulan kasabadan yemek tırtıklamaya çalışmaları etrafında kurulu. Bu tüylü yaratıkların hepsi Bruce Willis, Nick Nolte, Steve Carrell (40 Year-Old Virgin) gibi yıldızlar tarafından seslendirilmiş. Hepsi az çok birbiri ile takas edilebilir ve filmden alabileceğimiz hazza fazla bir katkıda bulunmuyor, çünkü bu yıldızların çoğu karakterlerine biraz da olsa inandırıcılık katmaya çalışmıyorlar. Ve kim onları suçlayabilir ki? Ellerine geçen kolay bir maaş. Ses stüdyosuna gelip, bir mikrofona bir kaç saat konuşup, milyonlarca dolar kazanıyorlar (Kusura bakmayın, sinik hippi tekrar ortaya çıktı). Bu kurala istisna hiper sincap Hammy'ye sesini verirken kendinin de keyifli bir vakit geçirdiği hissini veren Steve Carrell... Hammy, Buz Devri serisindeki sincap Scrat gibi, ekrana her geldiğinde gülmekten kendini alamıyorsunuz.

Orman Çetesi'nin bir diğer problemi fast food'u açıkça romantikleştirmesi. Bazı sahnelerde cips, gazlı içecek, pizza ve burgerler, kendilerini sarmalayan objelerden daha parlak ve renkli çizilip (CGI animasyonu diyarındaki resmi terimini bilmiyorum), majestic ve neredeyse kutsal bir hava vermek için alt açıdan gösteriliyor. Filmin sonunda seyirci, fast food'un zararları üzerine çocuk seyirciye verilebilecek (didaktik olmasa bile en azından sağduyulu) bir ders bekliyor, ama o ders hiç bir zaman gelmiyor.

Orman Çetesi'nin, çocuklar olmadan, kendi hallerinde izlemeyi planlayan yetişkinler için ortalama saçma bir eğlence oluşunun dışında hiçbir zararı yok.

Dipnot: Orman Çetesi'ni izlemeden bir kaç gün önce, onüç yaşında bir çocuk ile bir çita (Evet, CGI dokundurulmamış, gerçek bir çita) arasındaki dostluğu anlatan Duma isimli bir film izledim. Harikülade çekimlerle dolu, yürek ısıtıcı ve çocuklar için mükemmel. Pazarlanabilmesi zor olduğu için dağıtımcı stüdyosu Warner Bros tarafından bir kenara itilen Duma, ailece izlemek istediğiniz filmler listesinde Orman Çetesi'nin yerini alırsa, hiç de fena bir fikir olmaz.

__________________

 
  

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
2006, Çetesi, eleştirisi, film, hedge, orman


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 
Seçenekler
Görüntüleme stilleri

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Forum saati; Türkiye'ye göre ayarlanmış olup, şu an saat: 16:55.

Forum Yasal Uyarı
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions Inc.

ForumKalbi, lisanslı vBulletin® kullanmaktadır.

ForumKalbi.Com; 5651 sayılı kanun uyarınca yer sağlayıcı niteliğini haiz bir genel forum sitesidir. Sitemizde yapılan paylaşımlar, moderasyon ekibimizin onayına dahil olmadan direkt yayınlanmaktadır. 5237 sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu) ve 5651 Sayılı Kanun'un ilgili maddelerini ihlal eden kişilerin IP adresi ve sair kişisel verileri işlenmekte; yetkili merci tarafından müzekkere (Resmi Üst Yazı), tarafımıza tanzim edildiği takdirde paylaşılacaktır. Hukuka aykırı bir içerik paylaşımının olduğunu düşündüğünüz mesaj, konu ya da görseli içeren forum gönderilerini; İLETİŞİM bağlantısındaki formu doldurarak iletebilirsiniz. 48 saat içerisinde mevcut şikâyetiniz üzerinden tarafınıza ulaşılacak, gerekli işlemler tesis edilecektir.