17 Mayıs 2024, 23:38
|
#1
|
Profil ayrıntılarını görüntüleyebilmek için kayıtlı kullanıcı olmanız ve üye hesabınızla oturum açmanız gerekmektedir.
Güvenli Bir Yer | Sigurno Mjesto (2022) Film Eleştirisi
Aynı zamanda başrol oyuncusu olan Juraj Lerotic’in yazıp yönettiği Safe Place / Güvenli Bir yer, intihar eden kardeşine yardım etmek için çaresizce çırpınan Bruno’nun çabalarını anlatıyor. İntihar girişiminden sonra sarsılan bir ailenin duygularını etkileyici ve dengeli bir üslupla anlatan ve kimi zaman yürekleri burkan filmin kişisel deneyimler barındırdığı aşikar... Filmin ana temalarından biri, sevilen birini kurtarmaya çalışmak ve bu uğurda ne kadar çabalasan da yetersiz kaldığın hissiyle yüzleşmek!
Filmin kaotik ve dramatik anlatımıyla karşı karşıya gelmek, filmi izlerken bizi zaman zaman aşağılara çekse de Lerotic bunu olabildiğince abartısız bir tavırla yapmaya çalışıyor ve araya can sıkıcı bürokratik zaafları da yerleştiriyor. Film boyunca Bruno ve annesinin intihar eden Damir’i, bir yandan kendisinden bir yandan insanlardan bir yandan da anlayışsız, dinlemekten çok üzerine çullanmayı tercih eden sistemden koruma çalışmalarını izliyoruz. Filmde Damir için güvenli yer kavramının neresi olduğunu anlamanın ve onu bulmanın zor olduğu anlamı çıkıyor.
Damir’in ailesini ve polisleri atlattığı bir yer var, onun neler yaptığını görmüyoruz, çünkü film onun tepkilerinden çok onun etrafında toplaşan kalabalığın tepkilerini, çaresizliğini, yetememezliğini anlatma derdinde. Onu polisin bulduğu haberi geliyor ve sahilde birisinden sigara istediği. Belki çok anlık olarak kendisine güvenli bir yer bulduğunu düşündürtüyor bu bilgi. Ya da sona doğru giderken gökyüzüne salınmak istenen bir nefes dumanı! Damir kendisi hakkında konuşan insanların seslerini duyduğunu söylüyor, o seslerin kendisine neler söylediğini bilmiyoruz ama Damir’in bir çocuk gibi köşeye saklanmış ruh halinden gerçekten etkileniyoruz ve onu tüm gücüyle kavrayan kardeşi Bruno’dan… Film annenin varlığını daha klasik kodlarla karşımıza çıkarıyor, belki bir anne olarak daha fazla efor bekliyoruz ondan ama filmin kesin çizgisi ve odak noktası kardeşler arasında daha güçlü hissediliyor.
Lerotić'in filmi, sadece Damir’in tutarsız düşünce akışı nedeniyle değil; olayları yavaş ve dalgın bir atmosferde sunduğu, sevilen birine yetememenin çaresizliğini alışılmışın dışında bir stilde sunduğu için karamsar. Renklendirmeler de buna uygun olarak koyu ve zayıf. Görsellik olabildiğince sade, hatta Zagreb’in dış görüntüsü, binaları devreye girdiğinde yönetmenin Damir’in endişesine dair bir şeyler söylemek istediğini kavrıyoruz, hatta anne oğul onu acilen Split’e götürmek istediklerinde ona neyin iyi geleceğini tahmin etmeye çalışıyoruz ama oradan da beklenen rahatlama gelmiyor.
Bu arada Damir’i canlandıran Goran Markoviç’in performası da diğer oyuncular gibi duyguları yansıtmaya yönelik. Mücadele ettiği şeyin onu zaman zaman çocuksu bir moda geçirdiğini, kendisini ifade edemediği zamanlarda ya da zihninin bulandığı durumlarda yaşadığı öfke ve çaresizliği Markoviç’in oyunculuğunda deneyimlemek mümkün oluyor.
Filmin ortalarında bir yerlerinde Damir’in ağzından yaptıkları ve yaşattıkları adına üzgünüm lafı çıkıyor, bu sıradan gibi görünen lafın filmin içinde kapladığı alan bir hayli büyük oysa. Geçmişe ve yakın geleceğe dair, anlaşılan ve anlaşılamayan her durumun üzerine geçirilecek bir kelime bu ve filmdeki karşılığını naif bir şekilde buluyor. Filmin izleyici açısından travmatik anları da bu kelimeye bulanıyor.
Güvenli Bir Yer tüm aşağı çekişlerine rağmen, sevgi ve çaresizlik yanında sağlık sistemlerinin bu konudaki empati yoksunluğuna dikkat çeken, abartıdan uzak ve zekice yönetmenlik hamleleriyle seyirciyi gerçekçi bir dramın içine yerleştiriyor!
Aynı zamanda başrol oyuncusu olan Juraj Lerotic’in yazıp yönettiği Safe Place / Güvenli Bir yer, intihar eden kardeşine yardım etmek için çaresizce çırpınan Bruno’nun çabalarını anlatıyor. İntihar girişiminden sonra sarsılan bir ailenin duygularını etkileyici ve dengeli bir üslupla anlatan ve kimi zaman yürekleri burkan filmin kişisel deneyimler barındırdığı aşikar... Filmin ana temalarından biri, sevilen birini kurtarmaya çalışmak ve bu uğurda ne kadar çabalasan da yetersiz kaldığın hissiyle yüzleşmek!
Filmin kaotik ve dramatik anlatımıyla karşı karşıya gelmek, filmi izlerken bizi zaman zaman aşağılara çekse de Lerotic bunu olabildiğince abartısız bir tavırla yapmaya çalışıyor ve araya can sıkıcı bürokratik zaafları da yerleştiriyor. Film boyunca Bruno ve annesinin intihar eden Damir’i, bir yandan kendisinden bir yandan insanlardan bir yandan da anlayışsız, dinlemekten çok üzerine çullanmayı tercih eden sistemden koruma çalışmalarını izliyoruz. Filmde Damir için güvenli yer kavramının neresi olduğunu anlamanın ve onu bulmanın zor olduğu anlamı çıkıyor.
Damir’in ailesini ve polisleri atlattığı bir yer var, onun neler yaptığını görmüyoruz, çünkü film onun tepkilerinden çok onun etrafında toplaşan kalabalığın tepkilerini, çaresizliğini, yetememezliğini anlatma derdinde. Onu polisin bulduğu haberi geliyor ve sahilde birisinden sigara istediği. Belki çok anlık olarak kendisine güvenli bir yer bulduğunu düşündürtüyor bu bilgi. Ya da sona doğru giderken gökyüzüne salınmak istenen bir nefes dumanı! Damir kendisi hakkında konuşan insanların seslerini duyduğunu söylüyor, o seslerin kendisine neler söylediğini bilmiyoruz ama Damir’in bir çocuk gibi köşeye saklanmış ruh halinden gerçekten etkileniyoruz ve onu tüm gücüyle kavrayan kardeşi Bruno’dan… Film annenin varlığını daha klasik kodlarla karşımıza çıkarıyor, belki bir anne olarak daha fazla efor bekliyoruz ondan ama filmin kesin çizgisi ve odak noktası kardeşler arasında daha güçlü hissediliyor.
Lerotić'in filmi, sadece Damir’in tutarsız düşünce akışı nedeniyle değil; olayları yavaş ve dalgın bir atmosferde sunduğu, sevilen birine yetememenin çaresizliğini alışılmışın dışında bir stilde sunduğu için karamsar. Renklendirmeler de buna uygun olarak koyu ve zayıf. Görsellik olabildiğince sade, hatta Zagreb’in dış görüntüsü, binaları devreye girdiğinde yönetmenin Damir’in endişesine dair bir şeyler söylemek istediğini kavrıyoruz, hatta anne oğul onu acilen Split’e götürmek istediklerinde ona neyin iyi geleceğini tahmin etmeye çalışıyoruz ama oradan da beklenen rahatlama gelmiyor.
Bu arada Damir’i canlandıran Goran Markoviç’in performası da diğer oyuncular gibi duyguları yansıtmaya yönelik. Mücadele ettiği şeyin onu zaman zaman çocuksu bir moda geçirdiğini, kendisini ifade edemediği zamanlarda ya da zihninin bulandığı durumlarda yaşadığı öfke ve çaresizliği Markoviç’in oyunculuğunda deneyimlemek mümkün oluyor.
Filmin ortalarında bir yerlerinde Damir’in ağzından yaptıkları ve yaşattıkları adına üzgünüm lafı çıkıyor, bu sıradan gibi görünen lafın filmin içinde kapladığı alan bir hayli büyük oysa. Geçmişe ve yakın geleceğe dair, anlaşılan ve anlaşılamayan her durumun üzerine geçirilecek bir kelime bu ve filmdeki karşılığını naif bir şekilde buluyor. Filmin izleyici açısından travmatik anları da bu kelimeye bulanıyor.
Güvenli Bir Yer tüm aşağı çekişlerine rağmen, sevgi ve çaresizlik yanında sağlık sistemlerinin bu konudaki empati yoksunluğuna dikkat çeken, abartıdan uzak ve zekice yönetmenlik hamleleriyle seyirciyi gerçekçi bir dramın içine yerleştiriyor!
|
|
|
|